ATIKSU ARITMA TESİSLERİ TESİS SORUMLUSU EĞİTİMİ HAKKINDA BASIN AÇIKLAMAMIZ
BASIN AÇIKLAMASI
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Atıksu Arıtma Tesislerinde Çalışan Teknik Personele İlişkin Tebliğ” hazırlanmış ve 23 Mayıs 2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Tebliğile; 4 yıllık Çevre Mühendisliği lisans eğitimini ve diplomasını “yetersiz” (!) bularak, farklı meslek gruplarına birkaç günlük eğitim ve sınav sonucu verilecek belgeler ile Çevre Mühendisliği uzmanlık alanını değersizleştiren bir süreç başlatılmıştır. Böylece, 2009 yılından beri mücadele ettiğimiz; “Çevre Görevlisi” kavramına, mesleki haklarımızı ortadan kaldırmaya yönelik yeni bir halka daha eklenmiştir.
Bu tebliğ ile amaçlananın; “atıksu arıtma tesislerinin etkin, verimli ve mevzuata uygun şekilde işletilmesinin sağlanması, istihdam edilecek teknik personelin nitelikleri, belgelendirilmeleri ile görev, yetki ve sorumluluklarına dair usul ve esasları düzenlemek” olarak belirtilmekte, “Atıksu Arıtma Tesisi Sorumlusu” tanımı getirilmektedir. Çevre Mühendislerinin AAT Sorumlusu olarak tanımlanması doğru değerlendirilmekle birlikte; sadece iki haftalık çevrimiçiatıksu arıtma tesisi 'yeterlilik eğitimi' sonunda yapılacak bir 'sınavda başarılı olanlara' Bakanlıkça ‘tesis sorumlusu’ belgesi verilmesi dayatması kabul edilemez bir durumdur. Bu uygulamanın ücret karşılığı yapılması, üstelik diğer ilgili ilgisiz disiplinlere de sektörde Çevre Mühendisleri ile aynı koşullardakapı açılması akıldışıdır.
Tebliğ ile getirilen şartlar; Çevre Mühendisliği meslek disiplinini ve Çevre Mühendislerinin 4 yıllık lisans eğitimi sonunda hak sahibi oldukları, mesleklerini yapabilmeleri için bir yeterlik ve yetkinlik belgesi olan “Diploma”larını yok saymaktadır. Çevre Mühendisliği diploması, atıksu arıtma tesislerinin işletilmesi için bir yeterlik ve yetkinlik belgesidir.
Odamızın Tebliğ ile ilgili hukuki, mesleki ve idari mücadelesi devam etmektedir. Bu süreçte; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ‘Atıksu Arıtma Tesisi Sorumlusu Eğitimi’ duyuruları açılarak kayıtlar alınmış ve eğitim ile birlikte çevrimiçi bir sınav gerçekleştirilmiş, yasal zorunluluk gereği birçok meslektaşımız da diğer meslek grupları ile birlikte bu eğitim ve sınava katılmak zorunda bırakılmıştır.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olarak dava konusu da yaptığımız eğitim ve sınav süreci; Atıksu Arıtma Tesislerinin planlama, proje, inşaat ve işletme süreçlerinin doğru yönetimi ve değerlendirmesinden uzak bir yaklaşımla, sorunun çözümünden çok mesleki uzmanlığı, eğitimi ve Çevre Mühendisliği mesleğini değersizleştirme sürecinde gelinen noktayı göstermektedir. Bu nokta, çevre politikalarının özelleştirmesi adına erozyonuna tabi tutulmasındaki adımlardan biridir.
Ayrıca, ücretsiz düzenlendiği ifade edilen eğitim sonucunda “ücret” karşılığında verilen “belge”, mesleki uzmanlık alanı ve diplomamız üzerinden belge ticareti yolu açılmasına da işarettir.
Günümüzde bu ve benzer uygulamalar ile çevre politikaları üzerinde kamu denetiminin gücü yok edilmektedir.
Tebliğin hazırlanma amacına ek olarak, yapılan eğitim ve sınav ile de çevre yönetim sistemindeki başarısızlığın sorumluluğu, Çevre Mühendislerine yüklenmek istenmiş, arıtma tesisi işletimi her mesleğin yapabileceği bir göreve indirgenmiştir. Çevre Mühendislerinin kendi meslek alanlarında zorunlu eğitim/sınav/sertifika süreçleri ile baskı altında tutulmaları ve tesis işletmesinde “başarılı/başarısız” algısının oluşturulması kabul edilemez. Tesislerin doğru yönetilmesi ve işletilmesi; bu tesislere ilişkin tüm aşamaların bu konuda uzman meslek disiplini olan Çevre Mühendislerinin sorumluluğunda yürütülmesine, etkin denetim mekanizmaları ile yönetim ve işletme süreçlerinde çevre yönetimi anlayışının mühendislik, çevre ve halk sağlığı yararı kapsamında değerlendirilmesine bağlıdır.
Türkiye’de çevre konusunda yaşanan nitelik sorunu Çevre Mühendislerinden kaynaklı değildir. Çevre ve çevre yönetimine karşı yaklaşım anlayışının değişmesi gerekmektedir.Sorun, çevre politikalarının siyasileştirilmesi, ticarileştirilmesi sorunudur.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası; sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam sürecinde günümüzde giderek büyüyen; çevre kirliği, iklim değişikliği, su kıtlığı, kaynakların tüketilmesi gibi yaşamsal sorunların çözümünde en önemli ve anahtar meslek dalı olan Çevre Mühendisliği meslek disiplinini itibarsızlaştıracak ve iş güvencesini ortadan kaldıracak olan sertifikasyon sistemine dayalı bir eğitim ve çevre yönetimi anlayışının yerleştirilmesine, diplomalarımızın ücret karşılığı verilen belgelere eşdeğer tutulmasına karşı, ülkemizin çevre ve halk sağlığının korunmasına yönelik mesleki mücadeleye kararlılıkla devam edecektir.
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI