ÇALDAĞI İTİRAFLARI VE SUÇLARI
Manisa‘nın Turgutlu İlçesi sınırları içinde yer alan ÇALDAĞI artık nikel madeni ile ve Sardes Şirketi ile birlikte anılıyor. Şirketin önceki adı ‘Bosphorousse‘du, daha sonra Sardes olarak değiştirildi.. Bosphorousse olmuş, Sardes olmuş fark etmez, aslı "European Nickel". Salihli yakınlarındaki Sart (Sardes) antik kentinin adının seçilmesinin de mutlaka bir anlamı vardır.
"European Nickel", Sardes adını aldı, geriye Çaldağı‘nın madenini almak kalmıştı. Nikel madenini almak için Çaldağı‘nı delik deşik edecekler, milyonlarca ağacı kesecekler, Turgutlu Ovasını yok etme pahasına sülfürik asitle madeni ayrıştıracaklar. Ama işleri o kadar kolay değil, çünkü Turgutlu‘da güzel insanlar var ve onların kurduğu "Toplumsal Dayanışma Kültür Merkezi" var, yaşam savunucularının örgütü EGEÇEP var. ( www.egecep.org. tr )
Çaldağı‘nda nikel madeni çıkartılması girişimi, küreselleşen sermayenin yaşam alanlarını nasıl sömürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Sömürüyü engellemek için Turgutlu‘dan yükselen yaşam çığlığı, oynanan oyunları bir bir ortaya çıkardı, itirafların ardı arkası kesilmiyor.
Turgutlu Belediye Başkanı, 28 Nisan 2009 tarihli yerel Yankı Gazetesi‘ne; "Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu hem şirket, hem İngiliz Büyükelçiliği, hem de İngiltere Hükümeti tarafından sıkıştırılmaya başlandı, Sayın Bakan beni çağırdı ve ‘biz sıkıştık‘ dedi" açıklamasını yaptı. Bu sıkıştırma sonuç vermiş olsa gerek, Orman Genel Müdürlüğü tarafından, en az 2 milyon fidan ve ağacın kesilmesine yol açacak "orman alanının tahsisi"ne izin verildiği ortaya çıktı.
TENCERE DİBİN KARA, SENİNKİ BENDEN KARA
İtirafta bulunma, kendi deyimiyle "açık yüreklilikle konuşma" sırası eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe‘ye gelmiş. NTV‘de Çaldağı Nikel Madeni‘nin konu edildiği, 30 Temmuz 2009 günü yayınlanan, Yeşil Ekran BAKINIZ NTV programın ardından, Osman Pepe, 31 Temmuz 2009 günü NTV‘ye şunları söylüyor; "...Bu şirket bölgede ‘dediğim dedik çaldığım düdük‘ anlayışıyla hareket ediyor. Çok güçlü bir firma ve siyasi gücünün de farkında. Büyük devlet imkânını da arkasına almış..." Sayın Pepe konuşmasında kendisini aklamayı da ihmal etmiyor; "projenin sizin önünüze geldiği haliyle çevreye ve insana saygılı olmadığını mı düşünüyordunuz?" sorusuna "Saygılı olduğunu görseydim imza atardım ve biterdi ama atmadım" yanıtını veriyor.
Öncelikle gerek Yeşil Ekran programı ile konuyu gündeme getirdiği, gerekse eski bakanı konuşturduğu için NTV‘ye ve çalışanlarına teşekkür etmemiz gerekiyor.
Eski Bakanın bu sözlerine verilecek en anlamlı karşılık; ‘Tencere dibin kara, seninki benimkinden kara‘ dır. Sayın Pepe, şimdiki bakanı suçlayarak sorumlulukları ndan kurtulamaz, Çaldağı Nikel Cevheri Zenginleştirme tesisi için Bosphorousse (Sardes) Nikel Madencilik A.Ş. ye ÇED olumlu belgesi kimin bakanlığı zamanında verildi? ÇED olumlu kararının tarihi 19.01.2006, o tarihte Osman Pepe Çevre ve Orman Bakanı değil miydi? Yoksa kendisine de European Nickel, İngiliz Büyükelçiliği, İngiliz Hükümeti baskı mı yaptı? Baskı olduysa, baskılara niçin direnmedi, neden o zaman sustu ve baskılara boyun eğdi de şimdi konuşuyor?
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN, LAFA BAKILMAZ
Son açıklamalarından dolayı kimi dostlarım Osman Pepe‘yi kutlamaya kalktılar. ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz‘, kutlamaya kalkmadan önce Osman Pepe‘nin bakanlık elden gittikten sonra söylediklerine değil, bakan koltuğunda otururken söyledikleri ve yaptıklarına bakmakta yarar var.
Ceza Yasası‘na ilk kez giren çevreyi kirletme suçunun yürürlüğünün ertelenmesini en ateşli savunan Osman Pepe değil miydi?
Üç milyonluk İzmir‘in içme suyu kaynaklarını kirletecek olan ve bu nedenle işleme ruhsatının mahkemece iptal edildiği günlerde Efemçukuru Altın Madeni‘ne ÇED olumlu kararı, onun bakanlığı döneminde verilmedi mi?
Onbeş yılı aşan süredir, çok sayıda mahkeme kararı ve AİHM kararı ile çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturacağından kamu yararına aykırı olduğuna karar verilen Bergama Ovacık Altın Madeni‘nin izinlerinin yenilendiği dönemde Osman Pepe bakan değil miydi?
Batı Anadolu‘nun su kaynaklarının kirlenmesine yol açacak, bölgeyi zehirli bir çöle dönüştürecek olan ve şimdiden yaşanan zehirlenmeler, kuzu ölümleriyle büyük korkular yaratan Kışladağ Altın Madenine kim izin verdi?
Çocuklarımızın, torunlarımızın yaşamını riske atacak alan nükleer santrallere izin süreci, hangi çevre bakanı döneminde başlatıldı?
Anayasa Mahkemesi tarafından 15 Ocak 2009 tarihinde iptal edilen "petrol, Jeotermal kaynakları ve maden arama faaliyetleri, ÇED kapsamı dışına çıkartan" ve "su havzaları, imar alanları, sitler, milli parkları, ormanları , kısaca her yeri sınırlamasız madencilik adı altında talana açan" 5177 Sayılı Yasa çıktığında Osman Pepe Çevre ve Orman Bakanı değil miydi?Daha uzatılabilir, ama bu kadarı bile ‘onun yaşadığımız belalardaki payını ve katkısı‘nı anlatmaya yeter.
Bir şeyler açıkladı diye onu kutlayacak değiliz, ben kutlamıyorum, suçluyorum!..
Arif Ali Cangı cangi@cangi.av.tr