DOĞAYA SERMAYE GÖZÜYLE BAKAN ANLAYIŞSU VE GIDA GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR
BASINA VE KAMUOYUNA
DOĞAYA SERMAYE GÖZÜYLE BAKAN ANLAYIŞ
SU VE GIDA GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR
22 Mart, 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Su Günü olarak ilan edilmiştir. 1995 yılından itibaren kamu kuruluşları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları tarafından her yıl belirli bir tema ekseninde etkinlikler düzenlenmekte, global ve yerel su sorunları hakkında değerlendirme ve bilgilendirmeler yapılmaktadır.
2012 yılında 22 MART Dünya Su Günü‘nün teması " Su ve Gıda Güvenliği" olarak belirlenmiştir.
20 yüzyılda dünya nüfusu 3 kat artarken, su tüketimi ise 6 kat artış göstermiştir. Ülkemiz nüfusu ise son 85 yılda 5.5 kat artarak, 13.7 milyondan 74 milyona ulaşmıştır.
Günümüzde kişi başına yıllık 1500 m3 su potansiyeli ile su stresi altındaki ülkeler kategorisinde yer alan ülkemizin, önümüzdeki 25 yılda nüfusunun 100 milyonu aşmasıyla, kişi başına düşen su potansiyelinin 1000 m3‘ün altına düşeceği ve bu nedenle su fakiri ülkeler arasında yer alacağı öngörülmektedir.
Küresel iklim değişikliğine ilişkin bulgular bu tabloyu daha da vahim hale getirirken, ülkemizde izlenen yönetim politikaları yurttaşlarımızın sağlıklı, ucuz, güvenilebilir ve sürdürülebilir şekilde suya ulaşımını, yani su güvenliğini tehdit etmektedir.
Ülkemizde Çevre Kanunu‘nun yayımlanmasının üzerinden tam 29 yıl, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği‘nin yayımlanmasının üzerinden 24 yıl geçmiş olmasına rağmen,
• 2950 belediyemizde ancak 206 içme suyu arıtma tesisi, 326 kentsel atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır.
• İçme suyu şebekelerine verilen suyun % 47‘si, yani yılda 2.6 milyar metreküp su, şebekelerdeki kırık ve çatlaklardan dolayı tüketiciye ulaşamadan yeraltına sızmakta, kaybedilmektedir. Şebekedeki bu kırık ve çatlaklar su kaybına neden olduğu gibi, kirli yer altı sularının şebekeye sızarak yerleşim alanlarında toplu enfeksiyonlara da neden olmaktadır.
• Ülkemizde bir yılda oluşan 3.8 milyar metreküp atıksuyun ancak %38‘i Avrupa Birliği standartlarında arıtılmaktadır. Yetersiz arıtma veya hiç arıtma yapılmadan nehirlere, göllere, denizlere verilen atıksular tarım topraklarında, tarım ürünlerinde ve su ürünlerinde kimyasal ve mikrobiyolojik kirlenmelere yol açarak, su ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir.
• Kentimizin su kaynaklarının kısıtlı olduğu bilinmesine rağmen, İzmir‘in batı aksının içme-kullanma suyu ihtiyacının karşılanmasında önemli bir rol oynayacak olan Çamlı Barajı‘nın yapımı engellenmekte, altın madenciliği faaliyeti İzmirli yurttaşların su güvenliğine tercih edilmektedir.
• İçme ve kullanma suyu elde edilecek yüzeysel su kaynaklarının korunmasında hayati bir öneme sahip olan koruma alanları mevzuat değişiklikleriyle daraltılmakta, bu alanlar yapılaşmaya açılmak istenmektedir. Bu kapsamda İzmir‘in su ihtiyacının üçte birini tek başına sağlayan Tahtalı Barajı havzasındaki koruma kararları değiştirilmeye, yapılaşma kısıtları azaltılmaya çalışılmaktadır.
• Su varlığımızın oluşumunda belirleyici rol oynayan orman alanları madencilik ve 2B yasalarıyla tahrip edilmektedir.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle, yurttaşlarımızın esenliğini ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
TMMOB
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
İZMİR ŞUBESİ YÖNETİM KURULU