5 Haziran Dünya Çevre Günü`nde, Meksika Körfezi`nin derin maviliğine 5 bin varil ham petrol daha sızacak. Aynı gün gazetelerin birinde bu sızıntıya neden olan uluslararası şirketin vahim kaza nedeniyle ne kadar zarar ettiğini okuyacağız.

5 Haziran Dünya Çevre Günü`nde dünya, kapitalist üretim ve tüketim süreçlerinden kaynaklanan etkinlikler nedeniyle hızla ısınmaya devam edecek. Aynı  gün televizyonda "İklim değişikliğine duyarlı" markalar pazarlanırken, bir tartışma programından "havayı kirletme hakkı"nın nasıl satışa çıkarıldığını öğreneceğiz.

5 Haziran Dünya Çevre Günü`nde, Türkiye`ye iki nükleer santral birden kurmak için, zeytinliklerde maden aramaya izni vererek madencilik şirketlerinin önünü açmak için, İstanbul Boğazı`na üçüncü bir köprü yaparak yeni bir rant kapısı yaratmak için, doğanın tahribi ile birlikte derelerimizin üstünde şirket hakimiyetini meşru kılmak için AKP hükümeti ve bürokratları çalışmaya devam edecek.

Aynı gün, enerji ihtiyacı ve enerjide dışa bağımlı olmayalım bahanesiyle nehirler satılığa çıkarılmaya, suyun kendisi bir insan hakkı olmaktan çıkarılıp piyasalaştırılmaya devam ederken, binlerce insan temiz su ve kanalizasyon hizmetine erişemediği için yaşamını yitirecek. Diğer taraftan nükleer santraller için anlaşmalar imzalanacak.

Aynı gün açık ve gizli savaşlar yaşlı dünyamızı yaralamaya devam ederken, birileri savaş çığırtkanlığı yapmaya devam edecek.

Ve tüm bunlarla eş zamanlı olarak; Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri, çevre üzerinde zarar verici tesis/faaliyetlerin denetimini kamusal hizmetten çıkaran Çevre Denetimi Yönetmeliği üzerinde çalışmaya devam edecek. Bu yönetmelik nedeniyle mesleki haklarının erozyona uğrayacağını bilen çevre mühendisleri gelecek korkusu yaşarken, Türkiye`nin çevre politikasının ehil olmayan ellere, piyasaya teslim edilmek istendiği gerçeği karamsarlığımızı artıracak.   

Ve tüm bunlarla eş zamanlı olarak bilinmelidir ki Amazon`un ormansızlaştırılmasına karşı Xapuri`ler, Altın madenciliğine karşı Yanomami`ler, Otoyol projelerine karşı Kuna`lar, Açgözlü petrol devlerine karşı Huaorani yerlileri, Suyun piyasalaştırılmasına karşı Arjantinli yoksullar, Altına karşı mücadelede Bergamalılar ve sularımızın özgürlüğü için Yuvarlakçaylı köylüler, Munzurlular ve niceleri, bitmek tükenmek bilmeyen nicelerimiz, yaratılan çevresel sorunlara karşı direnişimizi sürdürmeye devam edecek.

5 Haziran Dünya Çevre Günü`nde anlatmaya ve mücadeleye devam edeceğiz. Meslektaşlarımızla ve direnişçilerle büyüyerek…

Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü`nde gerçekleştireceğimiz etkinlik bir dizi çalışmanın ilk aşamasıdır. 26 – 27 Haziran`da yerellerden yükselen çevre direnişlerinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için direnişçilerle birlikte Ankara`da buluşacağız. Direnişimizin birlikteliğini bizleri yok sayanlara bir kez daha güçlü bir şekilde göstereceğiz.

5 Haziran Dünya Çevre Günü`nde çevresel kaynakların yaşamımızın temeli olduğunu bir kez daha vurgularken mücadele veren tüm direnişçileri sevgi ve saygı ile selamlıyoruz.

5 Haziran Dünya Çevre Gününü kutlayabileceğimiz günlere...