TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü`nde kadınları yüceltmek üzerine yazılar yazmak isterdik. Fakat ne yazık ki, öncelikle kadınların rahatça konuşabildiği bir toplum yaratmak için mücadele etmek zorundayız. Gerici politikaların her geçen gün daha fazla hissedilmesi sonucu; kadınların evde, işte, sokakta güven içinde bulunması daha fazla kırılganlaşmaktadır.

Erkekler hasta, kadınlar da suçlu mudur?

Kadınların içinde bulunduğu erkek egemen kapitalist sisteme karşı çözümü yasaların getireceği kurtarıcılıkta arayanlar için vahim bir tablo ortaya konulmuştur. Kadın cinayetlerinin ve kadın üzerine uygulanan baskıların birer erkek hastalığı olduğu ve tedavi edilerek düzeltilebileceği kabul edilemez bir yaklaşımdır. Kadın haklarınının korunmasının yasalara yansıması erkekleri hasta kabul ederek kadın haklarının sağlanabileceğini varsaysa bile bu durum temel olarak suçun üstünü örterek hastalık statüsüne sokmakta ve suçun politik-sistematik yapısını inkar etmektedir. Hasta olanın tedavi edilmesiyle; evde baskı altında tutulan kadının baskısı azaltılamaz, tehdit edilen kadın korunamaz, hapishanelerde kadınların maruz kaldığı durumlar açıklanamaz, kimseye yaşadıklarını anlatamayan kadına söz hakkı tanınamaz.

 

Kadınların maruz kaldığı durumlar erkeklerin hastalığına bağlandığı sürece, kadının bu durumdan korunması için kendini kapatması gerekliliği savunulacaktır. Bu yaklaşımla; kadının kendini kapatmadığı takdirde suça ortak olması, hatta suçlu ilan edilmesi kaçınılmazdır. Bu durumda erkeklerin payına tedavi edilmek, kadınların payına da münasip giyinmek ve davranmak düşmektedir.

Kadınların mücadelesi ‘ideolojiktir`

Kapitalist erkek egemen sistemin bir de gerici politikalar ile yönetilmesi sonucu medyada kadın mücadelesi meclisteki kadın temsiliyeti, seçim listelerindeki göstermelik kadın isimleri ile yer bulmaktadır. Kadınlara verilen değer bu kriterler ile ölçülemez. Kadın hakları ailede başlar, kadınların sokağa çıkmasını gerektirir, annelik hakkının güvence altına alınması ile sağlanır. Cinselliğin baskı altına alındığı, suçun kadınlıkta arandığı bir toplumda artan sadece kadınların politik ve daha sistematik olarak ölmesi - öldürülmesidir.

Kapitalizmin yıkımı kadınların yoksulluğunda, kadınların eşitsizliğinde, kadınların güvencesizliğinde kendini açık seçik ortaya koymaktadır. Alternatif olarak da kariyer peşinde koşarsa kendini kurtarabilecek olan kadınlar sunulmaktadır. Bu alternatifin yarattığı ortamda kadınlar; çocuk ve iş, kendine zaman ayırma ve ev işleri, özgürlük ve sorumluluklar gibi erkek egemen sistemde çözümlenmeyen sorunlar arasında sıkışmaktadır.

Yaşasın kadınların haklı mücadelesi

Bu durumda, kadın mücadelesinin uluslararası kutlamalarla anıldığı bugünde, bir kez daha kadınların haklı mücadelesinin ‘hasta erkeklere` karşı olmadığını; bu mücadelenin yoksulluk, eşitsizlik, güvencesizlik üzerine örüldüğünü belirtiyoruz. Kadınların direnişi, ekolojik sistem üzerine kapitalist sistemin baskısına karşı verilen mücadele ile aynı boyuttadır. Kadınların direnişi, gericiliğe karşı daha güzel bir dünyanın mümkün olduğuna duyulan inanç doğrultusunda ilerlemektedir.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

Ankara Şubesi

 

10.03.2011 00:00
Okunma Sayısı: 528