TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
EFEMÇUKURU ALTIN MADENİNDE YARGI KARARLARI UYGULANMALI ÇED OYUNU SONLANDIRILMALIDIR

BASINA ve KAMUOYUNA

 

EFEMÇUKURU ALTIN MADENİ`NDE YARGI KARARLARI UYGULANMALI ÇED OYUNU SONLANDIRILMALIDIR

 

İzmir Kenti`nin içme suyunun yaklaşık %40`ını karşılayan Tahtalı Barajı Koruma Alanı sınırında, Kentimizde yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı`na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer alan Efemçukuru Altın Madeninin yarattığı/yaratacağı çevresel risklerle mücadelemiz sürüyor.

Kentimiz için yaşamsal öneme sahip olan; doğal yapısı, orman alanları, tarımı, ekolojik üzümleri ile "İzmir`in Damı" olarak tanımlanan bölgede "yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleteceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımı sona erdireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağına dair raporlara rağmen; çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturan altın madeni 2011/Haziran ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor.

Yaratılan risklere rağmen altın madeninin kapasite artırımı talebi 31.12.2012 tarihli ÇED olumlu belgesiyle olumlu karşılanmıştı. Kapasite artırımı projesiyle toplam cevher rezervi "2.5"milyon tondan "8.5"milyon tona, faaliyet süreci "12" yıldan "17" yıla, ekonomik olmayan kaya (PASA) "660"bin tondan "3.200.000" tona ve yüzeyde kapladığı stok alanı "4.74" hektardan "12.32"hektara, ortaya çıkacak proses atığı(kuru atık) "2.2" milyon tondan "8" milyon tona ve yüzeyde kapladığı deponi alanı "7.67" hektardan "16.18" hektara çıkacaktı.

Kapasite artırımı ÇED olumlu belgesinin iptali için, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP , Av. Arif Ali Cangı ile Efemçukuru Köyü‘nden Ahmet Karaçam tarafından dava açılmıştı. Tüm İzmirlilerin davası haline getirilen yargılamada mahallinde keşif yapılmış, toprak, su ve atık örneklerinden tahliller yapılmış, düzenlenen bilirkişi heyeti raporu sonunda İzmir 1.İdare Mahkemesi‘nin 16.04.2015 tarih ve 2013/801 Esas, 2015/577 sayılı kararı ile Efemçukuru Altın Madeni devam eden faaliyeti sonucu ağır metal kirliliğine yol açtığının tespit edildiği, bu nedenle 31.12.2012 tarihli ÇED olumlu kararının  iptaline karar verilmiştir.

 

Söz konusu karar kapsamında Odamızın ve diğer Davacıların İzmir Valiliğine yaptığı başvurular ile;

·         İzmir 1.İdare Mahkemesi‘nin 16.04.2015 tarih ve 2013/801 Esas, 2015/577 sayılı kararının gecikmeksizin uygulanması,

·         Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yarattığı mahkeme kararıyla tespit edilen Efemçukuru Altın Madeninin derhal kapatılması,

·         Oluşan kirlenme nedeniyle Çevre Kanunu‘nun 20.maddesinde öngörülen idari yaptırımların uygulanması taleplerinde bulunulmuştu;

 

Başvuruya Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı‘nın 15.07.2015 tarih ve 30244 sayılı yazısı ile yanıt verilmiştir. Verilen yanıtta; "...mahkemenin iptal ettiği ÇED iznine bağlı verilen 27.02.2013 tarihli 1.sınıf İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı‘ nın iptal edildiği ancak işletmeye verilen 08.09.2005 tarihli ÇED olumlu kararına istinaden yürütülecek madencilik faaliyetleri için işyeri açma ve çalışma ruhsat hakkı saklı olduğu..." belirtilmiştir.

 

Süreç içerisinde İlgili ve sorumlu Kurumların tesis ile ilgili yasal işlemleri yapması gerekirken yeni bir gelişme yaşanmış ve;

 

İzmir İli; Cumaovası( Menderes) İlçesi sınırları içerisinde Tüprag Metal Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından planlanan Efemçukuru Altın Madeni kapasite artırımı projesi ile ilgili olarak ÇED sürecinin başlatıldığı, İDK toplantısının 20 Ağustos 2015 günü yapılacağı Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü web sitesi aracılığı ile duyurulmuştur.

 

Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü‘nün web sayfasında; mahkemenin iptal ettiği Tüprag Metal Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından planlanan Efemçukuru Altın Madeni kapasite artırımı projesi için ÇED sürecine ilişkin yapılan duyurudan anlaşıldığı kadarıyla 2009/7 sayılı genelgesine dayanılarak süreç İDK toplantısı ile başlatılmıştır. Bu mahkeme kararı karşısından 2009/7 sayılı genelgenin uygulanma olanağı yoktur.

 

Mahkeme kararında özetle;

"..bilirkişi raporunda; "kesif sırasında alınan kuru atık örneğinin XRD analizinde tespit edilen başlıca minerallerin ÇED raporu beyanları ile uyumlu olduğu, kesif sırasında kuru atıktan alınan örnekte bulunan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından As, Cd, Cu, Pb, Mn, Ni, Se, S, Zn elementlerinin DKO seviyelerini astığı, bu elementler arasında As, Cd, Cu ve Zn elementlerine ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde olduğu, özellikle Cd (1397 ppm) ve Cu (7806 ppm) metallerinin DKO değerlerinin çok üzerinde olduğu" nun tespit edildiği,

 

Bu durumda; ",...yeraltı suyu kalitesini bazı mineraller ve metaller açısından olumsuz olarak etkileyecek olması, kuru atıktan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından bazı elementlere ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde, bazı metallerin değerinin ise dünya kabuk ortalamasının (DKO ) değerlerinin çok üzerinde olduğunun tespit edilmesi, yine pasa (EOK) sahasında bulunan pasa materyalindeki bazı metal konsantrasyonlarının DKO seviyesinden belirgin şekilde yüksek olduğu, bu metallerin yan kayaçta da bulunduğu ve EOK sahası pasa malzemesinde yüksek konsantrasyonda S varlığının bu sahada AMD oluşması riskini artırdığı, bu yolla da söz konusu yüksek konsantrasyonlu ağır metallerin mobil hale gelmesinin mümkün olacağının belirlenmiş olması, ekonomik olmayan kaya depolama alanı  için ÇED kapsamında yer alan bir eluat analizi bulunmaması ve bu saha için öngörülen taban yalıtım malzemesinin sızdırmazlık ömrünün çok kısa olması gibi tespit edilen ÇED raporundaki eksiklikler, çevre için yaratacağı olumsuzluklar ve bu eksikliklerin giderilmemesi halinde faaliyetin oluşturabileceği çevresel etkilerin ve risklerin daha artmasının beklenebileceği hususları dikkate alındığında, tesis edilen dava konusu ilsem ile İzmir İli, Menderes İlçesi Efemçukuru Köyü sınırları içindeki Efemçukuru Altın Madeni Kapasite Artısı Projesi için verilen ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline..." karar verilmiştir.

 

 

Bilindiği üzere;

 

Mahkeme kararında tespit edildiği ifade edilen  kirlenmeye yol açan faaliyet; Efemçukuru Altın Madeni işletmesidir  ve  tesiste; kapasite arttırımı gerçekleştirilmemiş işletme koşullarında bile kirlilik gerçekleştiği tespit edilmişken; İDK süreci başlatılan durum tesiste  bir kapasite artırımı ile sınırlandırılamaz.

 

 

 

Çevre Kanunu‘nun 15.maddesi  düzenlemesinde;

MADDE 15- (Değişik: 5491 - 26.4.2006 / m.12) Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere esasları yönetmelikle belirlenen ve bir yılı aşmamak üzere süre verilebilir.

Faaliyet; süre verilmemesi halinde derhal, süre verilmesi durumunda, bu süre sonunda aykırılık düzeltilmez ise Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur. Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur. Hükmü bulunmaktadır.

Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler Bakanlıkça, proje tanıtım dosyası hazırlanmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülki amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur. Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.

Oluşan ağır metal kirliliği çevre sağlığı ve canlı yaşamı için büyük tehlike yaratmaktadır. Bu durumda Çevre Kanunu‘nun 15/2.maddesinde yer alan "Çevre ve insan  sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur" kuralının uygulanması zorunludur.

 

Sonuç olarak; yukarıda açıklanan nedenlerle;

·         İzmir 1.İdare Mahkemesi‘nin 16.04.2015 tarih ve 2013/801 Esas, 2015/577 sayılı kararının eksiksiz uygulanması,

·         Mahkeme kararını etkisiz hale getirmeye yönelik İzmir İli; Cumaovası( Menderes) İlçesi sınırları içerisinde Tüprag Metal Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından planlanan Efemçukuru Altın Madeni kapasite artırımı projesi ÇED sürecinin durdurulması,

·         Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yarattığı mahkeme kararıyla tespit edilen Efemçukuru Altın Madeni için Çevre Kanunu‘nun 15/2.maddesinin uygulanmasını faaliyetin derhal durdurulması,

·         Oluşan kirlenme nedeniyle Çevre Kanunu‘nun 20.maddesinde öngörülen idari yaptırımların uygulanması gerekmektedir.

 

Çevre Mevzuatı ve ÇED yönetmeliği hükümleri kapsamında İlgili İdarelerin yukarıda ifade edilen huşular ile ilgili çalışma yapmadan Çevreyi kirlettiği mahkeme kararları ile tespit edilen bir Konu ile ilgili olarak Şubemiz tarafından  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve İzmir Valiliği` ne başvuruda bulunulmuş ve ÇED Kapasite Artırımı Projesi ile ilgili olarak yürütülen çalışmaların ve İDK Toplantısının İptal edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Ancak; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 20.08.2015 Tarihinde söz konusu toplantı gerçekleştirilmiştir.

 

Asıl görevi, Anayasal hakkımız olan "Sağlıklı Bir Çevrede Yaşam" hakkımızı koruması gereken Kurumlar; Mevcut çalışmaları ile çevreyi kirleten, kapasite artırımı halinde bu riskin artacağı yapılan analizler ve bilim insanlarının hazırladığı bilirkişi raporlarına dayanılarak mahkeme kararları ile iptal edilen bir tesiste hiçbir şey olmamış gibi kapasite artırımı sürecini başlatmak mahkeme kararlarını, yapılan tespitleri, çevre sağlığını, geleceğimizi yok saymaktır.

 

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak daha önce Davacılarla birlikte yapmış olduğumuz çağrıyı yineliyoruz.

 

Efemçukuru altın madeni derhal kapatılmalıdır.  Madenin kapatılmaması halinde, oluşacak kirlenmeden şirketle birlikte başta İzmir Valiliği olmak üzere yetkili tüm kamu idareleri ve kamu görevlileri doğrudan sorumlu olacaklardır.

 

Yıllardır yürüttüğümüz haklı mücadelemizin sonunda yargı İzmir‘in yaşamı koruyacak bir karar vermiştir, kararı uygulatma görevi bizlerin ve tüm İzmirlilerin görevidir. Bu süreçte Tüm İzmirlileri, İzmir Milletvekillerini, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, başta olmak üzere tüm yetkili Kurum ve Kuruluşları bu sürece sahip çıkmaya, kentimizin geleceğine yaşam varlıklarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; ülkemizde ve kentlerimizde doğal varlıklarımızın korunarak geliştirilmesini yaşamsal bir olgu olarak değerlendiriyoruz. Bu süreçte taraf olduğumuzu; Yaşamın ve Kamu Yararı tarafında olduğumuzu tekrarlıyor; yurttaşlarımızın esenliği ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı;insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.

 

Basına ve Kamuoyuna Saygı ile Duyurulur.

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

 

 

 

21.08.2015 00:00
Okunma Sayısı: 645