HAVA KİRLİLİĞİ KENTİMİZDE GİDEREK ARTMAYADEVAM ETMEKTEDİR
HAVA KİRLİLİĞİ KENTİMİZDE GİDEREK ARTMAYA
DEVAM ETMEKTEDİR
İnsanoğlunun, toplumsal refah açısından, sağlıklı, huzurlu ve verimli bir yaşam sürdürebilmesi için temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşaması en doğal haklarından birisidir. Çevresel tahribatın temelinde yer alan önemli kirlilik sınıflarından birisi olan hava kirliliği, kentimizde ulusal sınır değerler baz alınarak merkez ölçüm istasyonunda 2017 yılında 127 gün, 2018 yılında 262 gün kirli gün sayısı olduğu tespit edilmiştir. 2019 yılında ise Mersin‘de sadece 83 gün ölçüm yapılmış olup 2020 yılında ise hiçbir gün ölçüm yapılmamıştır. 2021 yılında ise İstiklal ölçüm istasyonunda ölçüm yapılan 237 günün sınır değeri aşan gün sayısı 237 gün olarak kayda geçmiştir. Nihayetinde Mersin‘de hava kirliliği oranı giderek arttığı görülmektedir.
Hava kirleticileri emisyon düzeyini artıran temel faktörler arasında düşük kaliteli yakıt tüketimi, düzensiz kentleşme, endüstrileşme ve uygun olmayan yere endüstriyel tesis yapımı, topoğrafik yapı ve iklim gibi faktörler olduğu bilinmektedir. Isınmadan kaynaklanan hava kirliliği; ülkemizde özellikle ısınma amaçlı, düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin yaygın olarak kullanılması ve yanlış yakma tekniklerinin uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle kış aylarında ısınma amacıyla kalitesiz yakıt/kömür kullanılması ve olumsuz iklim faktörleri sonucu hava kirliliğinde artış iklim krizini tetikleyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik Krizle Birlikte Kalitesiz Yakıtlara Olan Talepte Artış Hava Kirliliğinin Artmasına Neden Olabilir
Gerek ülke gerekse birey düzeyinde pek çok yıkıcı etkisi olan ekonomik zorluklar temel olarak işsizlik, gelirin azalması, sosyal sınıflar arasındaki gelir dağılımı adaletsizliğinin ve yoksulluğun artması, bunların sonucunda hayat standartlarının değişmesi gibi hayatı etkileyen sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu sonuçların etki alanları büyüdükçe yaşanılan problemler önemli sosyal ve çevresel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelir seviyesinin gün geçtikçe azaldığı bu ortamda yurttaşlarımız ekonomik krizle birlikte kalitesiz yakıtlara olan talepte artış yaratma riski oluşturabilmektedir. Gerek ülkemiz gerekse kentimiz kalitesiz yakıtlara olan olası talep artışıyla birlikte hava kirliliği oranlarında yükselme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.
Nihayetinde:
v Evlerde ısınma amaçlı kullanılan kömürlerin ilgili kurum ve kuruluşlarca kontrol edilmesi, kalitesiz kömür kullanımına kesinlikle izin verilmemesi,
v Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde kömür kullanımını azaltılması için evlere kömür yardımı yerine doğalgaz altyapı ya da kaynak yardımı yapılması, ısınmada verimlilik sağlanması için binaların yalıtımlarının kontrol edilmesi, bina yalıtımının sağlanması için teşvik sistemleri oluşturulması ve merkezi ısıtma sistemlerine geçilmesi,
v Yakıt kullanan kayıtsız tesislerin belirlenmesi ve emisyon sınır değerlerini sağlaması,
v Yeni gelişme alanlarının kirlilikten korunmasını sağlamak ve var olan yerleşim alanlarında kirliliklerinin ortadan kaldırılması için yüksek düzeyde kirlilik oluşturan arazi kullanımlarının gözden geçirilmesi,
v Ekonomik kaygılarla birlikte kalitesiz yakıta olan talebi ortadan kaldıracak önlemlerin alınması için bilgilendirme ve farkındalık çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
Dr. Sinan CAN
Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Yönetim Kurulu Başkanı