HİROŞİMADAN FUKUŞİMAYA . NÜKLEERE TESLİM OLMAYACAĞIZ.. GELECEĞİMİZİ KARARTMAYACAĞIZ..
70 yıl önce ; II. Dünya Savaşının son aşamasında 6 Ağustos 1945 Pazartesi saat 08:15te Amerika Birleşik Devletlerinin Uranyum-235 tipi atom bombası "Little Boy" (Küçük Oğlan) ile Hiroşimada gerçekleştirdiği saldırının üzerinden 70 yıl geçti. Bu ilk bomba bir anda 92 bin kişin ölümüne neden olmuş, açığa çıkan radyasyon dolayısıyla da 1950 yılından itibaren 200 bin kişi daha hayatını kaybetmişti. Üç gün sonra ABD bu sefer Nagasakiye bir plütonyum bombası atmış ve yerden 6 kilometre yükseğe kadar çıkan dumanlar oluşmuştu. Nagasakideki bomba yüzünden ilk anda 70 bin kişi öldü, on binlerce insan da ilerleyen yıllarda nükleer serpinti sonucu hayatlarını kaybetti. En az bu kadar insan da çeşitli hastalık ve sakatlıklarla yaşadı yıllarca.
Tarihe ilk nükleer saldırı olarak geçen Hiroşimada yaşanan felaket sonrasında nükleer silah denemeleri, nükleer santral teknolojisi, dünyada sayısı artan nükleer santraller, nükleer kazalar ve Çernobil, Fukişima ile etkileri hala devam eden felaketler Gelişmiş ülkelere ders oldu ancak Ülkemiz yetkililerine ders olmadı.. Ülkemiz de bugün Sinopta, Akkuyuda belirsiz bir nükleer felakete sürükleniyor...
Bugün yaşananlardan ders almayan sistem; ülkemizi doğal varlıklarımızı, yaşamlarımızı "enerji ihtiyacı" ve " mutfak tüpünden daha az tehlikeli" gibi yalancı argümanlarla nükleer maceraya sürüklüyor..
"Dünyada özellikle Fukişima Felaketinden sonra nükleer santraller üzerinde yaşanan süreçler, gelişmiş ülkelerin santralleri kapatması ve alternatif enerji kaynaklarına yönlenmesi süreci ne yazık ki bizim ülkemizde tam tersine süreçlerle yaşamlarımızı ve geleceğimizi tehdit etme noktasındadır.
Bugün ülkemizde yapılması planlana nükleer santraller ile ilgili sahte imzalı ÇED Raporları, irdelenmeyen çevresel etkiler, inşaat başladıktan sonra alınan ruhsatlar vb. ÇED ve Hukuki süreçlerinde yaşanan uygunsuzluklar, kentlerimizde büyük billboardlarda gördüğümüz ; nükleer santralleri öven bunu çocuklarımızı, geleceğimizi alet ederek yapılan reklamlar..
Nükleer santrallerin tehlike yaratmayacağını savunanlar Kentimizde Gaziemirde ortaya çıkan ve sadece nükleer santrallerden çıkabilen Eu252 nükleer atıklara halen çözüm bulamamışlardır. Tesis alanında tespitinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen bugüne kadar temizlenemeyen atıklar halen orada durmakta ve yaşamlarımızı tehdit etmektedir. NKP İzmir Bileşenleri olarak Mayıs Ayında Gaziemirde bulunun tesis alanının yanında Emrez Mahallesinde gerçekleştirdiğimiz panelde de hepimizin gördüğü gibi; alan çocukların oyun alanı olarak kullanılmakta, güvenlik önlemi vb. çalışma bulunmamaktadır. Son olarak alanda yapılacağı belirtilen temizlik çalışması ile ilgili ÇED sürecinin işletilmediğine dair alınan mahkeme kararları; çalışmaların durdurulması ve yapılan tüm uyarılara rağmen sorun çözümsüz olarak İzmir Kentinin problemi olmaya devam etmesi Ülkemizin Nükleer Santral Macerasında karşılaşacağı riskleri nasıl çözemediğinin de en önemli göstergesidir.
Yanı başımızda Manisa Köprübaşında; Aydın Söke Kisir Köyünde terk edilmiş uranyum madenlerinden yayılan yüksek radyasyona çözüm üretmemekte, o bölge halkı kanserle savaşırken, toprağımız suyumuz her gün daha çok kirlenmektedir. 30 Mart 2015 pazartesi günü bölgesel olarak ve 31 Mart 2015 salı günü tüm ülkede elektrik kesintisi yaşandığında kurulu gücümüz 70.000 MW mertebesinde, üretim gücü 43.000MW ve tüketim 34.500 MW olarak gerçekleşiyordu. Elektrik enerjisinin ülke genelinde tek elden yönetilememesi nedeni ile elektrik kesintisine yol açacak ihmalkarlık ortaya çıktı. Elektrik kesintilerinin sebebini açıklayamayan, ülkemizin enerji politikalarını yönetemeyen, yürütme becerisine sahip olmayanların Nükleer Santral ile ilgili verdikleri güvencelere kim inanır.. Nükleer kazanın oluşma riskini mutfak tüpüyle kıyaslayıp, yarattığı etkiyi görmezden gelenler Türkiyeyi nükleer çöplüğe dönüştüremeyecekler!
Bilindiği gibi Fukişima Nükleer Santral kazası, bir deprem sonrası ortaya çıkmıştır. Topraklarının % 92 si deprem bölgesinde olan ülkemizde de benzeri bir felaketin yaşanmayacağına hiç kimse garanti vermez. Çoğu büyük felaketin, çok küçük ihmaller ya da dikkatsizlikler sonucu ortaya çıktığı unutulmamalıdır.
Hiroşimada,Çernobil`de, Fukuşima`da yakılan ağıtlarla dökülen gözyaşına, Akkuyu için dökülecek gözyaşları eklenmesin... Nükleer Enerji Santrallarının gereksizliği, yanlışlığı konusunda konuşmaktan, anlatmaktan, sesimizi duymayan iki adım ötemizdeki "karar vericiler"in, etkili ve yetkili insanların aymazlığını deşifre etmekten asla yorulmayacağız..
Bilinmelidir ki susmayacağız, bu yolda yorulmayacağız, bu karşı duruş, bu mücadele bu ülke topraklarından nükleer tehlike yok olana kadar sürecektir. Bizler ne bu ülkede, ne de Dünya üzerinde Nükleer Santral istemiyoruz... Biz üretebildiğimiz kadar değil, bize yetecek kadar enerji istiyoruz... Biz bu Dünya üzerinde insana yakışan biçimde ve Dünya`ya saygılı, çevreye olan sorumluluğumuzun farkında olarak yaşamak istiyoruz...
Basına ve Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur...
Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri