TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
İZİN VE LİSANS YÖNETMELİĞİ HAKKINDA ODAMIZ GÖRÜŞÜ

Taslak Maddesi

Görüş ve Değerlendirme

Teklif

Madde 4. Tanımlar

Çevre Görevlisi Tanımı: Faaliyetleri sonucu çevre kirliliğine neden olan ve/veya neden olabilecek ve Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan düzenlemeler uyarınca denetime tâbi tesislerin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu, alınan tedbirlerin etkili olarak uygulanıp uygulanmadığını değerlendiren, tesis içi yıllık denetim programları düzenleyen, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği uyarınca ÇED Başvuru Dosyası, ÇED Raporu ve Proje Tanıtım Dosyası hazırlayan görevliyi,

  

Çevresel Etki Değerlendirmesi sadece bir rapor değildir. Bir süreçtir. AB 2013 İlerleme Raporunda ve Odamızın daha önce yaptığı açıklamalarda da belirtildiği üzere ÇED sürecinde niteliksel sorunlar yaşanmaktadır.

 

Öte yandan, Çevre Danışmanlık hizmetlerinde de niteliksel sorunlar olduğu malumdur.

 

ÇED ve Çevre Danışmanlık hizmetleri ise farklı süreçlerdir.

 

Bu tanımlama ile kavram kargaşası oluşmaktadır. Bunun yanında, zaten hali hazırda Çevre Görevlisi Tanımı, Çevre Görevlisi ve Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelikte belirtilmektedir. Öte yandan, taslak içerisinde ÇED sürecine dair herhangi bir ifade yer almamaktadır.

 

Mesleki olarak da diğer yönetmeliklerle çelişkiler oluşmakta, ÇED ve Çevre Danışmanlık hizmetlerinin daha da niteliksizleştirilmesinin önü açılabilecektir.

 

Dolayısıyla böyle bir tanımlamaya yönetmelik içerisinde gerek yoktur.

 

İptal

Madde 7. 4) (4)

Başvurunun yetkili mercilere sunulmasından başvurunun sonuçlanmasına kadar olan tüm süreçler ile bilgi, belge ve raporların doğruluğu, mevzuata uygunluğu ve doğacak hukuki sonuçlar konusunda işletmeci ve işlemlerin hizmet satın alımı yoluyla gerçekleştirilmesi durumunda yetkilendirilmiş çevre danışmanlık firması sorumludur.

  

Bu maddede belirtilen "çevre danışmanlık firması sorumludur" ifadesi kötü niyetli kullanıma açık bir ifadedir.

 

Çevre Danışmanlık firmaları firma tarafından kendisine verilen bilgi ve belgelerle sistem üzerinden başvurularını yapmaktadır. Firma tarafından çevre görevlisine verilen belgelerin doğruluğu tamamen işletmecinin üzerinde olmalıdır. Kaldı ki çevre danışmanlık firmasının ya da danışman firma adına tesiste çalışan çevre görevlisinin, firma tarafından kendisine verilen belgelerin doğruluğunu kontrol edebileceği bir sistem olmadığı aşikardır. Doğruluğunu kontrol edemediği bir belgeden dolayı çevre danışmanlık firmasının sorumlu tutulması mümkün değildir.

 

Örneğin; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeterlilik verilen bir çevre laboratuvarının ölçümünden kaynaklı hatası nedeniyle verilen çevre cezasının sorumluluğu çevre danışmanlık firmasına nasıl yüklenebilir?

 

Diğer bir örnek ise; tehlikeli atık ile ilgili lisans konularında bahsi geçen teknik uygunluk raporudur. Üniversiteler tarafından hazırlanan teknik uygunluk raporundaki bir hatanın çevre danışmanlık firmasının sorumluğunda olması son derece anlamsızdır.

 

Bu değişiklikle, Danışmanlık firmasının tesiste gördüğü bir hatayı, idareye bildirmesi halinde dahi cezai işleme tabi olması söz konusu olabilecektir.

 

Bu madde; zaten çevre konusunda yatırım yapmaya gönülsüz olan işletmelerin üzerindeki sorumluluğu da çevre danışmanlık firmalarına yüklemekten başka sonuç doğurmayacaktır.  

 

Kaldı ki, verilecek olan çevre cezası hukuki bir yaptırımdır. Çevre ve  Şehircilik Bakanlığı‘nın kimin ne derece bu konuda "suçlu" olduğuna dair kanaat getirmesi görev alanı dışındadır. Bu düzenleme Anayasa‘ya da, ceza hukukuna da aykırıdır. Bu nedenle, gerek taslaktan gerekse mevcut yönetmelikten bu madde kaldırılmalıdır.

 

 

İptal

Madde 15. 2)

Geçici Faaliyet Belgesi olmayan işletmeler

Bu işletmelere bir defaya mahsus süre verilebilir bu süre sonunda Geçici Faaliyet Belgesi alamayan işletmelerin faaliyeti durdurulur. Geçici Faaliyet Belgesi alınmadıkça durdurma kararı kaldırılmaz.

  

Bu madde "geçici faaliyet belgesi tanımı ve 5. Madde" ile çelişmektedir. Geçici Faaliyet Belgesine başvurup da bu belgeyi alamayan işletmelerin faaliyeti süre verilmeksizin Geçici Faaliyet Belgesi alana kadar durdurulması ön görülmektedir. Bu durumda Geçici Faaliyet Belgesine hiç başvuru yapmayan firmalara başvuru yapan firmalara göre çelişkili olarak bir hak tanınarak Geçici Faaliyet Belgesi başvurusunda kaçınma yolu özendirilmektedir. Ayrıca, bir defaya mahsus verilecek sürenin ne kadar olacağı açık olarak belirtilmemiştir.

 

 

İptal

Madde 17. 2) 

Kuruldukları yerde bir yıldan az faaliyet gösterecek geçici işletmeler, bulundukları İlin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne çalışma süreleri ile ilgili bildirimde bulunmaları halinde çevre izni kapsamı dışında değerlendirilir.

  

Daha önce sadece hazır beton tesislerine verilen "1 yıldan az faaliyet gösteren işletmelere" verilen muafiyet yeni revizyonla Ek-1 ve Ek-2 alan tüm tesislere verilmiştir. Bu yönetmelik ilk defa 2009 yılında yürürlüğe girmiş olup 2013 yılı sonuna kadar kapsamdaki işletmelerin bile yaklaşık %5‘inin çevre izin ve lisansı başvurusu yaptığı göz önünde bulundurulursa 1 yıldan az süre çalışacak olması sebebiyle çevre izin ve lisans süreci dışında tutulan tesislerin kontrol ve denetim dışı kalması sebebiyle çevre mevzuatı hüküm ve sınırlarına uyması mümkün olmayabilecektir.

Örnek olarak, 1 yıldan az sürecek aşağıdaki faaliyetlerin kapsam dışı tutulması durumunda oluşacak çevre kirliliğin ve çevre felaketlerini düşünülmek zorundadır;

·         Her türlü şantiyedeki evsel ve kimyasal atıksu arıtma tesisleri

·         Taş ocakları ve diğer madencilik faaliyetleri

·         Tehlikeli atık geri kazanım ve ara depolama tesisleri

·         Gemi, yat inşa ve bakım onarım tersaneleri

·         Mobil Enerji Santralleri

Bu tesislerin, çevre danışmanlık hizmeti almaları, çevre yönetim birimi kurmaları veya çevre görevlisi çalıştırmaları zorunlu koşulmalıdır. Bu durumda çevre mevzuatı hüküm ve sınır değerlerine uygunluk kontrol ve denetime tabi olacaktır.

 

Bir yıldan az faaliyet gösterecek Ek-1 ve Ek-2 faaliyetleri ilgili idarece incelendikten sonra muafiyet vermelidir. Bir değerlendirme süreci tanımlanmalıdır. Bu değişiklikle Çevreye etkisinin boyutuna bakılmaksızın bütün tesisler kapsam dışı olmaktadır. Şirket aç-kapa yöntemi ile çevre mevzuatı kolayca by-pass edilebilecektir.

Madde 17.2)

Kuruldukları yerde bir defaya mahsus bir yıldan az faaliyet gösterecek geçici işletmeler, bulundukları İlin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne çalışma süreleri ile ilgili bildirimde bulunmaları halinde çevre izni kapsamı dışında değerlendirilir.  Bu uygulama çevre danışmanlık hizmeti alınması veya çevre yönetim birimi kurulması veya çevre görevlisi çalıştırılması zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.

 

 

 

 

 

 

 

 

EK-1

1.1. Toplam yakma sistemi anma ısıl gücü 100 MW ve daha fazla olan termik güç santralları ile diğer yakma sistemleri(Bu maddeye Çevre izninde gürültü konusunda getirilen muafiyet termik güç santralleri için geçerli değildir).1

  

Yakma ısıl gücü 100 MW ve üstü olan kombine çevrim, birleşik ısı güç santralleri, içten yanmalı motorlar, gaz türbinlerine ve jeneratör ve iş makineleri tahrikinde kullanılan gaz türbinlerine "Gürültü Konulu Çevre İzni"nden muafiyet getirilmiştir. Ancak, bu tesislerin oldukça yüksek düzeyde çevresel gürültüye sebep oldukları bilinmektedir. Bu nedenle, söz konusu muafiyetin kaldırılması gerekmektedir.

 

Mevcut yönetmelikteki şekliyle kalmalıdır ya da bu maddedeki gürültü muafiyeti kaldırılmalıdır.

EK-2

1.1.  Toplam yakma sistemi anma ısıl gücü 2 MW ve daha büyük 100 MW‘tan küçük olan termik güç santralları ile diğer yakma sistemleri (Bu maddeye Çevre izninde gürültü konusunda getirilen muafiyet termik güç santralleri için geçerli değildir).1

  

Kombine çevrim, birleşik ısı güç santralleri, içten yanmalı motorlar, gaz türbinlerine ve jeneratör ve iş makineleri tahrikinde kullanılan gaz türbinlerine "Gürültü Konulu Çevre İzni"nden muafiyet getirilmiştir. Ancak, bu tesislerin oldukça yüksek düzeyde çevresel gürültüye sebep oldukları bilinmektedir. Bu nedenle, söz konusu muafiyetin kaldırılması gerekmektedir.

 

Mevcut yönetmelikteki şekliyle kalmalıdır ya da bu maddedeki gürültü muafiyeti kaldırılmalıdır.

EK-2

10.13 Hastane ve sağlık kuruluşları (yatak kapasitesi 500 ve üzeri olanlar)

Hastane ve sağlık kuruluşlarının, atıklarını ayrıştırma ve özellikle de laboratuar sıvılarını herhangi bir arıtma işlemine tabi tutmadan atık su sistemine vermeleri ciddi sorunlara neden olmaktadır. Büyük sağlık kuruluşları bu gibi önlemleri alabilmek için gerekli bütçeleri zaten ayırmaktadır. Az yatak kapasitesine sahip sağlık kuruluşları bu tedbirlerden kaçınmakta olup, bu madde ile çevre sorunları daha da artabilecektir.

Mevcut yönetmelikteki haliyle kalmalı

 

22.10.2013 00:00
Okunma Sayısı: 1181