13. DÖNEMIN ARDINDAN

Geçtiğimiz dönem meslek, bilim ve doğa için yola çıkmıştık ve dönem boyunca da mesleğimiz, yaşam alanlarımız ve bilim için mücadelemizi sürdürdük. Meslek ve meslek etiği çerçevesinde emekten yana ve toplum yararı ilkesi doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmaları güçlendirmek ana hedefimiz oldu. Ancak bu dönemi geride bıraktığımız 12 dönemden farklı kılan hiç şüphesiz tüm ülkeyi etkisi altına alan ve halen etkisini sürdüren Covid-19 pandemisi ve buna eklemlenen ekonomik kriz oldu. Bu dönem yapılmasını planladığımız yüz yüze eğitimleri, kurum ziyaretlerini, çalıştayları ve sosyal etkinlikler gibi diğer çalışmalarımızı ne yazık ki 2 yıllık görev süremizin önemli bir kısmında çevrimiçi platformlara taşımak zorunda kaldık. Yaşanan bu gelişme bizlere de dayanışmayı büyütme sorumluluğu yükledi. Bu kapsamda özellikle yaş ve sağlık durumları açısından Covidin yüksek risk oluşturduğu üyelerimize öncelik vererek ihtiyaçları doğrultusunda gerekli dayanışmayı sergilemeye çalıştık.

İş yaşamına dair sorunlarımız her geçen gün artmakta. Dünyada en uzun saatler çalışılan, en az hastalık izni kullanılan ve iş cinayetlerinin en fazla sayıda yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye‘de kötüleşen çalışma koşulları, pandemiyle birlikte meslek hayatımıza olan olumsuz etkisini daha da arttırdı. Güvencesiz çalışma koşulları, düşük ücretler, düşük sigorta primleri ve iş kazaları meslektaşlarımızın iş yaşamlarının gündemindeydi. Özellikle bu dönem yaygınlaştırılan ücretsiz izin uygulamaları ve artan işten çıkarmalar, meslektaşlarımızın en önemli sorunları oldu. Şube yönetim kurulu olarak bu süreçte üyelerimizin ihtiyaç duyduğu hukuki destek vb. konularda gerekli dayanışmayı göstermeye çalıştık. Bunun dışında dönem başında oluşturduğumuz Mesleki Haklar Komisyonu, Kadın Komisyonu, Su ve Atıksu Komisyonu, Atık Yönetimi Komisyonu, Kamu Komisyonu, Kanal İstanbul Çalışma Grubu, İklim Değişikliği Çalışma Grubu, İSİG Komisyonu, Altyapı Çalışma Grubu, Öğrenci Komisyonu, Sosyal Etkinlikler Komisyonunun faaliyetlerine ağırlık verdik.

Geçtiğimiz dönem içinde Türkiye maalesef ekolojik yıkımın en yoğun yaşandığı ülkelerden biri oldu. Betonlaşma sürerken doğal alanlarımız metalaştırılarak kirletildi, niteliğini yitirdi. Sel yataklarının yapılaşmaya açılması büyük felaketleri beraberinde getirdi. Bu sorunlarla mücadele için ekolojik yıkımla mücadele haftası etkinliklerimizi çevrimiçi platforma taşıyarak sürdürdük. İstanbul Çevre Durum Raporlarını (2020-2021) yayınladık. Şehrimizin yanı sıra Marmara, Karadeniz ve Trakya bölgesinde ekolojik yıkıma neden olacak Kanal İstanbul Projesine dair 2. Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Alanları Teknik İnceleme Raporunu kamuoyuna sunduk. Yaşanabilir bir kent ve ekosistemimiz için ortak mücadele zeminlerinde bulunmayı sürdürdük.

Şube olarak sekretaryasını üstlendiğimiz "İklim Krizi ve Çevre Politikaları" başlıklı 14. Ulusal 2. Uluslararası Çevre Mühendisliği Kongresini gerçekleştirdik. Çevrimiçi ortamda gerçekleştirdiğimiz kongrede yapılan 91 sunumu 959 izleyici kongreyi takip etti. İzleyicilere tüm sunumları İngilizce ve Türkçe simultane çevirilerle takip etme olanağı sunuldu.

Meslek odamızın rant projeleri karşısında, bilimin ışığında ve kamu yararını gözeten çalışmalarını sürdürdük. Meslektaşlarımızla yapılan anketlerle üyelerimizin ihtiyaçlarına yönelik eğitim çalışmaları ve dayanışma kampanyaları örgütledik. Deneyimli ve genç meslektaşlarımızın buluşmalarını sağlayan 42 çevrimiçi mesleki söyleşi, 2 eğitim dizisi ve 2 söyleşi dizisi düzenledik. Bilimi savunduk ve değerlendirmelerimizi bilimsellikten sapmadan yaptık. Mesleğimizi ve meslek odamıza yönelik saldırıların karşısında yer aldık, TMMOB‘yi savunduk.

Geçtiğimiz dönem meslek için, emek, bilim ve doğadan yana olan mücadelemizi sürdürdük. Önümüzdeki dönemde de mesleğimizi savunup geliştirmek için geleneğimizden aldığımız mücadelemizi ileri taşıyacağız.

"Bu Davet Bizim"

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

İstanbul Şubesi 13. Dönem Yönetim Kurulu

Ekler Bölümünden 13. Dönem Çalışma Raporunu edinebilirsiniz.