……

Dağlarda tek 

tek 

ateşler yanıyordu. 

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki 

şayak kalpaklı adam 

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden 

güzel, rahat günlere inanıyordu 

ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, 

birdenbire beş adım sağında onu gördü. 

Paşalar onun arkasındaydılar. 

O, saati sordu. 

Paşalar : «Üç,» dediler. 

Sarışın bir kurda benziyordu. 

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. 

Yürüdü uçurumun başına kadar, 

eğildi, durdu. 

Bıraksalar 

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak 

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak 

Kocatepe‘den Afyon Ovası‘na atlayacaktı. 

……

Nazım Hikmet Ran (Kurtuluş Savaşı Destanı)

Ülkemiz, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla, emperyalist güçlerin işgali altına girmişti. ‘Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir` diyen Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının, 19 Mayıs 1919`da Samsun`da  başlattığı bağımsızlık mücadelesi çığ gibi büyüyerek, ulusal hareket haline dönüştü. 23 Nisan 1920`de Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin açılması ile ulusal mücadele zaferle sonuçlanmış oldu. 

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği bağımsızlık mücadelesi, Türkiye`nin farklı kesimlerinden, inançlarından, kültürlerinden yüz binlerce şehit vererek kazanıldı. 

O günün bütün olumsuz koşullarına rağmen kazanılan Kurtuluş Savaşı ile Atatürk, bağımsızlık inancının en güçlü ordulardan daha güçlü, en ateşli silahlardan daha ateşli olduğunu ulusa ve dünyaya göstermiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti`nin kurulmasının ardından koruyucusun gençler olacağını söyleyen  Atatürk Gençliğe Hitabesinde, ‘Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir` vasiyetinde bulunmuş ve o günkü koşulları hatırlatmak istercesine, ‘Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur` diyerek adeta, bütün Türkiye halkına ‘mazeret üretme, çalış` vurgusu yapmıştır.

Biz Genç Çevre Mühendisleri Olarak, ülkemizde yaşanan hukuksuzluklara, talana, haksızlıklara her zaman karşı çıkacağımızı, halkımızın ve ekolojik sistem içindeki bütün canlıların sağlıklı, temiz, güvenilir bir çevrede yaşaması için mücadele edeceğimizi bildirir, bize bu günleri hazırlayan Yüce Atatürk, silah arkadaşları ve bütün devrim şehitlerimize teşekkür ederiz.

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun…

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası