30 YIL SONRA BİLE ÖLÜM SAÇAN BİR TÜP GÖRDÜNÜZ MÜ?
SİZ HİÇ PATLADIKTAN 30 YIL SONRA BİLE ÖLÜM SAÇAN BİR TÜP GÖRDÜNÜZ MÜ?
Ukrayna`nın Kiev kenti yakınlarında bulunan Çernobil nükleer santralinde 26 Nisan 1986 tarihinde gerçekleşen kazanın üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen kabus devam ediyor...
Dün sabah saatlerinde Çernobil yakınlarında yaşanan orman yangını radyasyon tehlikesini tekrar hatırlamamıza sebep olmuştur. Yıllar önce yaşanan bir kazanın izleri halen silinemediği gibi her yeni gün yeni bir kabus olarak kendini hatırlatmaya devam etmektedir. Kaza esnasında oluşan serpinti, aradan 30 yıl geçmesine rağmen toprakta, ağaçta ve tüm ekosistemde halen pusuda beklemektedir. Bulduğu ilk fırsatta tekrar öldürmeye başlayacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Orman yangını haberini almamızın ardından Çernobil kaynaklı radyoaktif serpintinin izleyeceği yolları ve dünya üzerinde hangi bölgelerin risk altında kalacağını belirlemek için Odamız tarafından bir model çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada; ABD-NOAA kurumu tarafından geliştirilen HYSPLIT (http://ready.arl.noaa.gov/HYSPLIT.php, Tek Parçacık Entegre Yörünge Modeli) modeli kullanılarak, Çernobil orman yangını sonrası radyoaktif serpintinin 15 gün içinde izleyeceği yollar hesaplanmıştır.
· İlk Rota; Doğu Avrupa ve Kuzey Asya
Güncel meteorolojik hava akımı verilerine göre, şekilden de görülebileceği gibi nükleer santralin bulunduğu Ukrayna`nın yanısıra Doğu Avrupa ve neredeyse tüm Kuzey Asya radyoaktif serpintiden etkilenecektir.
· Peki, Türkiye Güvende mi?
Hava akımları dinamik bir yapıya sahip olduğu için meteorolojik tahminler de hergün güncellenmektedir. Bu aşamada Odamızın 27.04.2012 tarihinde yaptığı "ÇERNOBİL`İ UNUTTURMAYACAĞIZ" başlıklı açıklamayı tekrar okumanızı öneririz. Unutulmamalıdır ki Çernobil nükleer felaketi yaşandıktan sonra radyoaktif toz yüklü bulutlar üç gün boyunca kuzeye hareket etmiş ve Avrupa`yı etkisi altına almıştır. Sonrasında hava akımı güneye doğru yön değiştirmiş ve kazadan 15 gün sonra radyoaktif serpinti Türkiye`ye ulaşmıştır.
Mevcut durumda; açığa çıkan radyoaktif serpinti halen kuzeye doğru ilerlemektedir, fakat bizim görevimiz bu bilgileri vermekle bitmiyor. Yaptığımız model çalışması önümüzdeki 1 ay boyunca her gün tekrarlanacak ve Türkiye`nin olası bir etkiye maruz kalıp kalmayacağı takip edilerek sonuçları sizlerle paylaşılacaktır..
Enerji santralleri planlanırken sağlayacağı faydanın yanısıra oluşturabileceği riskler de değerlendirilmelidir. Dünya üzerinde yaşayan her birey sadece kendinden ve kendi çevresinden sorumlu değildir. Bugün bir nükleer santrallerin yarattığı etki küresel boyutlara ulaşıyor ve 30 yıl sürebiliyorsa, enerji güvenliğinin sadece arz güvenliği olarak değil çevre güvenliği olarak da düşünülmesi ve hayata geçirilmesinin gerekliliğini vurgulamak istiyoruz.
Bizler kafamızı çevirdiğimiz her yerde nükleer santral reklamlarını görmek istemiyoruz. "Bu santral bambaşka, bu santral 6. Nesil, en güvenilir santral" laflarına karnımız tok. Unutmayınız ki Çernobil Nükleer Santrali de o dönemin en ileri teknolojisi ile kurulmuştu fakat sadece 14 yıl çalışabildi. 14 yıl çalışan bir santralin oluşturduğu kirlilik 30 yıldır giderilememiştir. Bu bilgiler ışığında sizlere soruyoruz;
Bu kaza Mersin ya da Sinop`ta olsaydı nereye kaçardınız?
Saygılarımızla,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
12. Dönem Yönetim Kurulu