6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılında Aynı Acıları Tekrar Yaşamamak İçin Yeniden Uyarıyoruz
6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılında Aynı Acıları Tekrar Yaşamamak İçin Yeniden Uyarıyoruz
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen depremlerin üstünden tam 1 yıl geçti.
Bugün “asrın felaketi”, “doğal afet” gibi gösterişli söylemlerle algı yaratılarak sorumluları gizlenmeye çalışılan depremler, onbinlerce insanımızın trajik bir şekilde hayatını kaybetmesine, yüz binlerce insanımızın sevdiklerinin, anılarının, yaşam alanlarının yok olmasına neden olmuştur.
Deprem ve sel gibi doğa olaylarını “asrın felaketi”ne, “doğal afet”e dönüştüren ne kader ne de takdir-i ilahidir. Rantın temel politika haline gelmesi, 21 yılda çıkarılan 7 imar affıyla10 ilde 294 bin kaçak yapının yasallaştırılması, doğa olaylarını afete ve felakete dönüştürmüştür. Oy uğruna insanlarımızın evlerini onlara mezar kılan bu politikaların sorumlusu ise iktidardır!
Depremin ardından yaşananlar, iletişim dahil tüm altyapının afetlere dayanacak şekilde yapılmadığını, var olma amacı afet ve acil durumlarda müdahaleyi koordine etmek, ihtiyaç sahiplerine yardımları ulaştırmak olan kurumların asli görevlerini yerine getirmede ne denli yetersiz kaldığını gözler önüne sermiştir. Müdahale aşamasındaki bu yetersizlik, iyileştirme safhasında da devam etmektedir.
Depremle gelen yıkımın ardından sağlıklı içme ve kullanma suyuna erişim sorunu hâlâ tam olarak çözülebilmiş değildir. Milyonlarca ton enkaz atığının doğru yönetilmeyerek yanlış yer seçimleriyle depolanması ve gerekli önlemler alınmayarak inşaat ve yıkıntı atıklarının yüklenmesi, taşınması ve ayrıştırılmadan tehlikeli atıklarla birlikte karışık depolanması, yıkımın etkilerini artırmıştır. Özellikle tarım alanlarına, ormanlara, zeytinliklere, yerleşim yerlerine ve sulara yakın yerlere gelişigüzel dökülen enkaz atıklarının içinde bulunan kirleticilerin bu alanlarda yaratacağı yıkıma karşı hiçbir önlem alınmamış olması, kabul edilir değildir. Bu durum, depremin trajik sonuçlarından muzdarip olan bölge halkının enkaz atıklarından toprağa, suya ve havaya karışan toksik maddelerden de etkilenmesine neden olmakta ve sağlıklı, temiz bir çevrede yaşama hakkını ellerinden almaktadır. Dahası, bu süreçte yalnızca insanlar değil, bir özne olarak doğanın kendisi de iktidarın yanlış uygulamalarının sonuçlarıya karşı karşıya kalmıştır. Deprem bölgesinde bulunan tarım alanları, zeytinlikler ve biyolojik çeşitlilik bakımından büyük öneme sahip yaklaşık 40 adet Önemli Doğa Alanı gibi doğal ekosistemler milyonlarca ton enkaz atığına maruz bırakılmıştır. İktidar, şubemizin deprem bölgesinde 21-22 Nisan 2023 ve 2-3 Eylül 2023 tarihlerinde enkaz atıklarının yarattığı kirliliğe yönelik yaptığı çalışmalarla ortaya koyduğu asbest tehlikesi karşısında da önlem almaktan kaçınmış, bölgedeki depremzedelerin, enkaz kaldırma çalışmalarında çalışan işçilerin ve gönüllülerin yüz yüze oldukları sağlık sorunlarını görmezden gelmiştir.
Deprem bölgesinde 1 yıldır ortaya konan uygulamalar, halkın sorunlarını çözmekten ve enkazın doğal yaşam alanlarında yaratacağı ekolojik yıkımın etkilerini azaltmaktan çok uzaktır. Atık yönetimini taşeron şirketlerin insafına bırakan, depolama alanlarını lojistik kârlılığa göre belirleyen akıl, 126 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile orman, mera ve tarım alanlarını da konut inşası için talana açmıştır.
Deprem ve sonrasında yaşananlar göstermiştir ki rant ve talan politikaları insanlarımızı ölüme, yaşam alanlarını ekolojik yıkıma mahkûm etmektedir. Kamu denetimini işlevsizleştiren yasal değişiklikler, daha fazla kâr uğruna çevre düzeni ve imar planlarının hiçe sayılmasına izin verilmesi, altyapının yönetmeliklere uygun inşa edilmemesi vb. bir dizi yaklaşım bugün birinci yılını doldurduğumuz acıların yaşanmasının temel sebebidir.
Depreme karşı alınmayan önlemlerin ve hatalı uygulamaların neden olduğu bu yıkımın sorumlusu doğa olayları değil, daha fazla kâr uğruna uygulanan sermaye yanlısı politikalardır. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak insanlarımızı ölüme, yaşam alanlarımızı yıkıma mahkûm eden bu politikalara karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi, kamu yatırımlarının deprem bölgesinde oy ve siyasi tercih konusu yapılmasını ise asla kabul etmediğimizi üyelerimizin ve tüm kamuoyunun dikkatine sunarız.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
06 Şubat 2024