ANKARA`NIN HAVA KİRLİLİĞİ İLE İLGİLİ ACİL ÖNLEM ALINMALIDIR!
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 7. Dönem Ankara Şube Yönetim Kurulu olarak son günlerde halk sağlığını ve çevreyi tehdit eden Ankara`nın hava kirliliğinin nedenleri ve alınması gereken önlemler ile ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini, bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kirliliğin boyutları hakkında acil olarak bilgi verilmesi gerektiğini tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
Kontrolsüz sanayileşme, giderek sayısı artan ve özendirilen bireysel taşıt araç kullanımı, kalitesiz ve kaçak yakıt yakılması ve havaların giderek soğuması ile ısıtma faaliyetlerinin de artması, atmosfere verilen kirletici konsantrasyonunun ve Ankara`nın hava kirliliğinin gözle görülür bir şekilde artmasına neden olmaktadır.
Ankara`nın vadi şeklinde olması nedeniyle inversiyon olarak adlandırılan geceleri soğuyan havanın yamaçlardan tabana doğru itilerek, kirletici emisyonların tabana birikmesine, gece boyunca soğuk hava tabakasının kalınlığının artarak şehrin üzerini kaplamasına yol açmaktadır. Bundan dolayı hava kalitesi gittikçe kötüleşmekte, şehrin üzerini kaplayan yoğun sis tabakası Ankaralıların nefes almakta bile zorluk çekmesine neden olmaktadır. Bu kirliliğin derecesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na bağlı hava kalitesi izleme istasyonlarından alınan veriler analiz edildiğinde görülebilmektedir.
30 Temmuz 2009 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2009/15 sayılı Hava Kirliliğinin Kontrolü ve Önlenmesi genelgesi yayımlanmıştır. İlgili genelgede Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 28. Maddesine atıfta bulunarak; "il ve ilçelerin kirlilik derecelendirilmesi; il ve ilçenin topoğrafik yapısı, atmosferik şartlar, meteorolojik parametreler, sanayi durumu, nüfus yoğunluğu ve önceki yılların hava kalitesi ölçüm sonuçları dikkate alınarak 06.06.2008 tarih ve 26898 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi (HKDY )Yönetmeliğine göre Bakanlık tarafından kış sezonu başlamadan önce ilan edilir." denilmektedir. Bu kapsamda 20.10.2011 tarihili 2011/46 sayılı mahalli çevre kurulu toplantı kararında Ankara Valiliği Mahalli çevre kurulu tarafından Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Gölbaşı, Keçiören, Mamak, Sincan, Yenimahalle ilçe sınırlarının tamamı ile Polatlı ilçe merkezinde, hava kirliliğinin daha yoğun olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından PM10 (partiküler madde) açısından Ekim, Kasım ve Aralık aylarında Demetevler‘de bir, Sıhhıye‘de ise üç kez hava kirliliği sınırlarının aşıldığı bildirilmiştir.
Son günlerde yapılan araştırmalarda baca kirliliğine duyarlı nüfus gruplarının toplam nüfusa oranı % 52,5 olarak tespit edilmiştir. Bu nüfus dağılımının içinde çocuklar % 20, 65 yaş üzeri yaşlılar ise % 9,6` lık bir paya sahiptir. Artan hava kirliliği hava kirliliğine duyarlı nüfus sayısını artırmakta; halk sağlığını ise ciddi tehdit etmektedir.
Özellikle artış gösteren PM10 kirletici parametresi ortalama çapı 10 µm`den küçük olan partikülleri içine alan partiküler madde olarak nitelendirilmektedir. PM10 konsantrasyonunun artışı insan ve hayvanlarda, ağız ve burundan başlayarak akciğerlerin en uç noktasına kadar partiküllerin etkisine çaplarına bağlı olarak farklı bölgelerde farklı şekillerde etki etmektedir. Çapı 10 µm`den küçük olan partiküler maddeler, bronşlara ve akciğerin alt kısımlarına geçebilmektedir. Yüksek konsantrasyonlarda partiküler maddeye maruz kalınması ölüm oranlarını, astım ve bronşit ve akciğer enfeksiyonlarına yakalanma oranların artırmaktadır. Partiküler maddeler, solunum yollarını tahriş etmekte, solunum yollarının daralmasına ve hava geçişinin azalmasına neden olmakta, akciğer yüzeyinin salgı ile kaplanmasını engellemektedir.
İnce partiküllerin kronik etkiler arasında akciğer kapasitesinde kayıplar, akciğer tahrişi, yara oluşumuna bağlı olarak partiküllerin alveollerden uzaklaştırma mekanizmasının çalışamaması olarak belirtilmektedir. İnce partiküller ağır metaller gibi bazı toksik kirleticilerin de taşıyıcısı olması sebebi ile akciğerlerde alveollerden kana geçerek vücudun hassas organlarına taşınarak zarar verdiği bilimsel olarak bilinmektedir.
Hava kirliğindeki artışın nedenleri arasında Belediyeler tarafından dağıtılan ve kömür satış firmalarının piyasaya sürdüğü kalitesiz kömürler gelmektedir. Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği`nde kömür içeriği ile ilgili belirtilen sınır değerleri ne derecede sağladığı konusunda bilgi verilmelidir. Söz konusu kömürler ile ilgili olarak bu kapsamda ne sıklıkla denetiminin yapıldığı, yapılan denetimler sonucunda ne kadar ceza kesildiği hususunda ilgili yetkililerden açıklama beklenmektedir.
Hava kirliliğinin azaltılması ya da hava kirliliğinden korunmak için maalesef halkın bireysel çabaları yetersiz kalacaktır. Valilik ve Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda "Hava Kirliliği Şehir Eylem Planları" hazırlanmalı ve titizlikle uygulanmalıdır. Söz konusu eylem planları kapsamında; önemli kirlilik kaynakları belirlenerek gerekli önlemlerin alınması, kaçak kömür yakılmasının önüne geçilmesi, toplu taşıma araçlarının özendirilmesi, metro gibi daha temiz ulaşım ağının yaygınlaştırılması, kamuoyu bilgilendirme platformlarının oluşturulması, hava kirliliğinin yüksek olduğu günlerde kalp ve akciğer hastalarının, yaşlıların ve çocukların açık havada uzun süre kalmamaları konusunda uyarılmaları gibi konuların değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz üzere halk sağlığını ve çevreyi tehdit eden hava kirliliği ile ilgili Bakanlığı, Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini koordineli bir şekilde sorunların tespit edilmesi ve çözülmesi adına göreve çağırıyor, bu konunun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
Ankara Şubesi 7. Dönem Yönetim Kurulu