ASİT YAĞMURU TARTIŞMASI
Musul`un güneyinde bulunan kükürt üretim tesislerinin, IŞID tarafından ateşe verilmesi sonucu oluşan zehirli gazların Türkiye`yi etkileyeceğine ve asit yağmurlarına neden olacağına dair haberler basınımızda yayınlanmaktadır.
Basına yansıyan haberler nedeniyle Odamız, kamu yararı gözeten sorumluluğu kapsamında bilimsel bir çalışmayı paylaşmayı gerekli görmüştür. Grafik ve haritalarla durum ortaya konulmaktadır.
Kükürt Yangını olayı Musul`un 50 km kadar güneyinde gerçekleşmiş ve ilk defa NASA tarafından 22 Ekim 2016 günü duyurulmuştur. Gelinen süreçte, yangının sona erip ermediği konusunda herhangi bir bilgi mevcut olmayıp, haber kaynaklarında yangının söndürülmesinin 2-3 gün alabileceği belirtilmektedir.
Bilimsel kaynaklarda, Kükürt Dioksitin (Sülfür Dioksit, SO2) atmosferdeki yaşam süresi yaklaşık olarak 1- 4 gün arasında verilmektedir.Bu süre atmosferin kirlilik durumuna göre değişmektedir. Temiz bir atmosferde yaklaşık 4 güne kadar havada kalan SO2, atmosferde başka kirleticilerin bulunması durumunda daha çabuk dönüşüme uğramaktadır.
20 Ekim tarihinde başlayan ve ne kadar süre devam ettiği bilinmeyen Kükürt Yangını sonucu oluşan Kükürt Dioksit (SO2) emisyonlarının, 24 ve 25 Ekim tarihlerinde Türkiye`nin güney sınırlarındaki bazı şehirlerimizi etkilediği, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hava Kalitesi İzlemeİstasyonlarının ölçümlerinden (Şekil-1), hem de NASA uydusu üzerinden OMI (OzoneMonitoringInstrument) ile yapılan SO2 ölçümlerinden (Şekil-2) anlaşılmaktadır.
SO2emisyonlarının, 26 Ekim`den itibaren İran ve Türkmenistan üzerinden Rusya üzerine hareket ettiği ve Türkiye`yi etkilemediği OMI ölçümlerinde (Şekil-2) görülmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı istasyonlarında 25 Ekim tarihinde ölçülen SO2 değerleri incelendiğinde, Günlük Ortalama Sınır Değer olan 200 µg/m3`ün sadece Mardin`de (252 µg/m3) aşıldığı, Siirt`te ise 166 µg/m3 SO2konsantrasyonu ile sınır değere yaklaşıldığı görülmektedir. Yine saatlik ortalamalara göre Mardin`de "Sağlıksız" koşullar (948 µg/m3) gerçekleşmiştir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün tahminlerine göre, Cuma günü ülkemizin Güney-Doğu bölgelerinde yağış beklenmektedir. Bu yağışlar belirli oranda kirlilik içermekle birlikte, kamuoyunda belirtildiği şekilde kuvvetli asit yağmurları (kezzap) etkisinin oluşması söz konusu değildir. İlk yağan yağış, havayı kirleticilerden yıkayarak yere düşmektedir. Bu nedenle yağışın başladığı ilk 10-15 dakika içinde kapalı alanlarda bulunmakta fayda vardır. Ayrıca, bebekler, hamileler, yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlığı olanların mümkün olduğunca kirli havaya maruz kalmamaları halk sağlığı uzmanları tarafından önerilmektedir.
Sonuç olarak, önemli bir hava kirliliği olayı yaşanmakla birlikte, halkımızı endişeye sevk edecek şekilde ülkemizde bir felaketin oluşması söz konusu değildir. Savaşların kendisi en büyük çevre felaketleridir.
Öte yandan, yaşanan çevre kirliliğinin etkilerinin gözlemlenmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın hava kalitesi izleme istasyonlarının çalışır halde olması ve verilerin paylaşılması oldukça önemlidir. Tartışmanın olduğu sırada ise ölçüm istasyonlarından veri alınamadığı görülmüştür. Ek olarak, yüzey sularından ve topraktan numune alınarak acilen analiz yapılmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Sınır bölgemizde yaşanan ve ülkemizi yoğun bir şekilde etkileme potansiyeli olan bir çevre felaketine dair bilgilerin neden kendi ülkemizdeki ilgili kurumlar tarafından değil de başka bir ülkenin kurumları tarafından duyurulduğu ve 24 Ekimde ülkemizi yoğun bir şekilde etkileyen bu kirliliğe dair herhangi bir açıklamanın neden ilgili kurumlar ve üniversiteler tarafından yapılmadığı ise cevaplanması gereken soruların başında gelmektedir.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası