BİLİRKİŞİ RAPORU İTİRAZLARIMIZI DOĞRULAMIŞTIR!
PHASELİS`İN KURTULUŞU MÜMKÜN!
Antalya Phaselis Antik Kenti`nde yapılması planlanan Otel ve Tatil Köyü için hazırlanan Proje Tanıtım Dosyası sonrasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından alınan Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararı Odamız ve diğer sivil toplum kuruluşları tarafından mahkemelere taşınmış ve bu süreçte bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi incelemesinin ardından yayımlanan bilirkişi raporu endişelerimizin, itirazlarımızın haklılığını teyit etmiştir.
Phaselis Antik Kentinde, Beydağları Olimpos Milli Parkı ve 1. Derece Sit alanı içerisine, yaklaşık 25 adet futbol sahası büyüklüğünde bir alana 280 odalı, 1000 kişi kapasiteli otel ve tatil köyü yapılmasının çevresel ve kültürel açıdan önemli sorunlar yaratacağını ifade etmiş ve ardından da hukuki süreci başlatmıştık.
Bilirkişilerin değerlendirme raporunda;
İnşaat ve işletme aşamasında kullanılacak su miktarının doğru irdelenmemesi,
Beldibi, Göynük ve Kemer bölgesinde yer altı suyunun kullanımının DSİ tarafından yasaklanmasına rağmen, su ihtiyacının yer altı suyundan karşılanacağının belirtilmesi,
Hafriyat miktarının nasıl hesaplandığının belirsizliği,
İşletme aşamasından geçici bir dönem olarak bahsedilmesi,
Atık yönetimine dair belirsizlikler,
İnşaat aşamasındaki geçici stoklama alanının belirtilmemesi,
Rüzgar ölçüm verilerinin proje alanını yansıtmaması,
Tesisinin işletme aşamasındaki ulaşımdan kaynaklı hava kirliliğinin göz ardı edilmesi,
Gürültünün yaban hayata etkilerinin araştırılmaması,
gibi birçok önemli konuda eksiklikler tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunda ayrıca açıkça, Proje Tanıtım Dosyası`nın yasak savar bir anlayışla yazıldığı vurgulanmıştır.
Proje Tanıtım Dosyasında, çevresel sorunlara karşı hangi mevzuatlara uyum sağlanacağına dair mevzuat listesinin yazılmasının ne kadar anlamsız olduğu ve önemli olanın bu uyumun nasıl sağlanması gerektiğine dair bilgilerin verilmesinin önemi de yine raporda eleştiri olarak yer almaktadır.
"doğa koruma çizilmiş sınırlara dayalı bir kavram olmayıp, burada etkileşim-geçiş sahaları önem taşımaktadır." denilerek Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu`nun doğa ve kültür katliamına onay veren görüşleri eleştirilmiştir. Bilirkişi raporunda yer alan bu cümleyi tüm karar vericiler kulaklarına küpe etmelidir.
Projenin, yapılaşmayı, mekanlaşmayı ve genişlemeyi beraberinde getirerek, Çıralı gibi Antalya`da sürdürülebilir turizme örnek gösterilen ve doğal ve kültürel dokusuyla bütünlük gösteren bölgeleri tehdit edeceği de raporda açıkça yazılmıştır.
Proje Tanıtım Dosyası`nın yetersiz olduğu ve ÇED gerekli değildir kararının kaldırılması gerektiği raporda açıkça ifade edilmiştir.
Yani, neredeyse tüm itiraz gerekçelerimiz mahkemeye bilgi sağlamaktan sorumlu olan bilirkişiler tarafından da oldukça detaylı bir şekilde kabul görmüştür.
Hazırlanan bilirkişi raporuna göre, projenin başlaması mümkün değildir. ÇED gerekli değildir kararının bozulacağına dair umudumuz daha da artmıştır.
ARTIK YETER!
Plana göre proje değil, projeye göre plan yaklaşımı ülkemizde içselleştirilmektedir. Bu nedenle, doğal ve kültürel alanlarımız sınır tanınmadan, hukuk, bilim ve kamu yararı göz ardı edilerek yok edilmektedir.
Phaselis`te oynanan oyun, senaryo bizlere yabancı değildir. Plansız bir yapılaşma, ben yaptım oldu yaklaşımı, kamu kurumlarının görevlerini yerine getirmeme süreci yine ortaya çıkmıştır. Phaselis 1. Derece Sit alanıdır, Milli Parktır, tarihi, kültürel bir mirastır, endemik türleri barındıran, mutlaka korunması gereken, bölgeye nefes sağlayan doğal bir alandır.
HES projelerinde, büyük çaplı çılgın projelerde çevresel etki değerlendirme süreçlerinden kurtulma çabaları, kaygıları Phaselis`te de sergilenmektedir. Çevresel ve sosyal etkileri değerlendirilmeden, projelere dair kararlar kesinlikle alınmamalıdır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve tüm taşra teşkilatları, projelere bilimsel, teknik perspektifle ve kamu yararı ilkesi ile bakmalıdır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED süreçlerine daha ciddiyetle yaklaşmalı ve mahkemelerin verdiği kararları asla unutmamalı, uygulamalarını bu çerçevede yürütmelidir.
ÇED raporu veya Proje Tanıtım Dosyası hazırlayan firmalar çalışmalarını bilimsel, teknik ve halk yararı gözeten temellere dayandırmalı, gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koymalıdırlar.
Phaseliste yapılması planlanan projenin kamu yararı ile ülke yararı ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Tarihi, kültürel ve doğal alanlarımızı tahrip edecek olan bu projeden acilen vaz geçilmelidir!
Bu oteli yapmak isteyenlere ve destekleyenlere aşağıdaki değerli sözü hatırlatmak isteriz;
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."
Baran BOZOĞLU
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı