BİR DÜNYA, BİR ÇEVRE! 5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
Günümüzün kuşkusuz en önemli sorunlarından biri çevre sorunlarıdır. Bu sorun hem yerel, hem bölgesel ve hem de küresel ölçektedir. Bu nedenle dünya üzerindeki hiçbir birey bu sorumluluktan uzak değildir. Çevre sorunlarının bugünkü ağır koşullarına ulaşması ise son 40-50 yılın eseridir. 1950li yıllarda Sanayi Devrimi ile başlayan süreç, hızlı nüfus artışı ile desteklenmiş, özellikle iki ayrı savaş geçiren dünya, 1950lerden sonra gelecek nesillerin ihtiyaçlarını düşünmeden tüm dünya kaynaklarını tüketmeye başlamıştır. Bununla birlikte sanayileşme ve kalkınma çabalarında çevrenin sıfır maliyet olarak kabul edilmesi neticesinde günümüze kadar uzanan bir süreçte çevremiz geri dönüşü imkansız ölçüde tahribata uğramıştır. Bu gelişmelerin paralelinde özellikle 1992 yılında gerçekleştirilen Rio Çevre Konferansı sonrasında bireye ve sivil toplum kuruluşlarına düşen görevler daha da belirgin hale gelmiştir. 1977 yılında Tiflisde yapılan çevre eğitimine ilişkin uluslararası konferansta, çevre eğitimi konusunda uluslararası işbirliğinin gereğine işaret edilerek UNESCO ve UNEPin girişimlerinin tüm uluslararası toplumu kapsayacak şekilde genişletilmesi kabul edilmiştir.
Her gün su, hava, toprak kirlenmesi gibi, çevre kirliliğinin çeşitli çehreleriyle ve insanla olan ilişkileriyle karşılaşmaktayız. Ancak gerçek çevre kirlenmesinin, zihinsel bir kirliliğin yansıması olduğunu görmekteyiz. Hiç bitmeyecek zannıyla son derece müsrif kullanılan kaynaklar ile hızla artan nüfus olumsuz gelişmelere sebebiyet vermektedir. İklim değişimi, ozon tabakasındaki tahribat, ormanların katledilmesi, su kaynaklarının kirletilmesi, çöp problemi, hava kirlenmesi, gürültü, ulaşım, çevreye zararlı kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanımı, erozyon, kıtlık ve açlık bugün dünyamızın en belirgin problemlerinden bazılarıdır.
İşte bu çevre sorunlarının toplum yaşamını olumsuz yönde etkilemeye başlaması, yeni politikaların geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.
Çevre sorunlarının önlenmesi ve çevre kalitesinin iyileştirilmesi sorumluluğunu üstlenen bizlerin, taşıması gereken kimi nitelikler vardır. Bu niteliklerden biri ve en önemlisi mesleki ve teknik donanımımızla tespit edilen sorunlara somut öneriler geliştirmek ve çözümler bulmaktır.
Bu noktada, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak, tespit ve önerilerimizden birkaçını burada paylaşmak yerinde olacaktır;
- Şehrimizde yaşanan betonlaşma süreci hızla devam etmektedir ve Ankara halkı yeşile hasret kalmıştır. ODTÜ ormanlarının yok edilmeye çalışılması, EGO Garajı arazisindeki onlarca ağacın AVM, konut ve ofis inşa edilmek üzere yok edilmesi, son olarak Celal Bayar Bulvarında ağaçların kesilmesi ve daha verilebilecek birçok örnek ile şehir merkezindeki "doğal hava temizleyici" olan ağaçların azalmasıyla hava kirliliği de insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşmaktadır.
- Büyükşehir Belediyesinin görev ve sorumlulukları arasında bölge parkı yapmak bulunmaktadır. AŞTİnin mevcut yerinden taşınılacağının gündemde olduğu bugünlerde, AŞTİnin "Ankara Tabiat Parkı" olarak ağaçlandırılarak Ankara halkına hediye edilmesi konusunda Büyükşehir Belediyesine buradan çağrı yapıyoruz. Bahse konu alanın park olarak değerlendirilmesi Ankaranın daha yaşanabilir bir başkent olmasını sağlayacaktır. Beş dönemdir başkanlık koltuğunda oturan Sn. İ. Melih Gökçekin bu çağrımıza olumlu yanıt vermesini bekliyoruz. Parkın adına gerekirse Ankarada 5 dönem başkanlık yapmış olan SN. İ. Melih Gökçekin isminin verilmesini de destekleriz.
- Diğer taraftan, bilimsellikten uzak olan "Kanal Ankara Projesi" ile Eymir Gölünün ekosistemi ve doğal yaşam alanları tehdit altındadır. Ankarada mevcut bir arıtma tesisi varken, mühendislikten uzak bir yaklaşımla proje kapsamında Gölbaşına ikinci bir tesis kurulması istenerek ortaya çıkacak yatırım ve işletme maliyetleri Ankara halkının üzerinde kalacaktır. Bahse konu projeden bir an önce vazgeçilmesi gerekliliğini buradan söylüyoruz.
- Son olarak, Ankara halkının yaşadığı trafik ve toplu taşım sıkıntısına dikkat çekmek istiyoruz. Yapılan alt-üst geçitler trafik problemine çözüm olmaktan ziyade bireysel taşıt kullanımını özendirerek trafiği daha da yoğunlaştırmaktadır. Bu kapsamda, bir zihniyet değişimine gidilmesi ve toplu taşımanın daha yoğun ve daha geç saatlere kadar hizmet vermesi ve 3 Kasım 2015 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Yönetmeliği çıkmasına rağmen henüz uygulaması olmayan "Şehir İçi Yollarda Bisiklet Yolları, Bisiklet İstasyonları ve Bisiklet Park Yerleri Tasarımına Ve Yapımına Dair Yönetmelik" kapsamında Ankarayı çağdaş bir Avrupa başkenti durumuna getirecek bisiklet yollarının Ankara halkının hizmetine göstermelik değil kalıcı bir şekilde sunulması konularında yetkilileri göreve çağırıyoruz.
Yukarıda bahsi geçen ve ortaya konulmuş pek çok çevre sorununun ulaştığı boyutlar köklü ve etkin çözümler gerektirdiğinden, yerel halkın ve yönetimlerin doğrudan katıldığı çevre koruma ve geliştirme süreçlerine elverişli bir yerel yönetim yapısı ve ortamı yaratılmalıdır. Çevrenin korunmasında; kirliliğin önlenmesine, çevrenin iyileştirilmesine ve geliştirilmesine kısaca çevre yönetimine halkın katılımı en etkin biçimde sağlanmalıdır. Bu da tespit edilen sorun ve çözüm önerilerinin doğru bir şekilde halka aktarılması ile olacaktır.
Bir bölgede yaşayan halk, bölgesindeki yeşil alan ve ormanlık gereksinimini, sanayi, konut ve ticaret alanlarının dağılımının sorunlarını, tarihî ve kültürel alanların içinde bulundukları koşulları, yeterli su kanalizasyon ve yol hizmetinin mevcut olup olmadığını, aksayan noktaları ve bir ölçüde nedenlerini, onların sonuçlarını yaşayanlar olarak en iyi bilenler ve bilmesi gerekenlerdir.
Bu nedenle biz de burada, Eymir de, halkımız ile beraber bisiklet turumuzu gerçekleştirecek, ardından açık hava forumu yaparak çevresel konularda bu zamana kadar verilen emekler üzerine bilgi alış verişinde bulunarak Ankaranın nefes alan noktalarından biri olan burası için bir farkındalık yaratmış olacağız. Yapacağımız etkinlik ile dostlarla yeşil bir günde keyifli paylaşımlarda bulunarak çevre günü kutlamalarını en güzel şekilde anlamlandırmış olacağız.
Bir ağacın kesilmemesi için koca bir köşkü kaydıran Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemalin ilke ve inkılaplarına bağlı kalarak, şehrimizin çevre sorunlarına çözüm üretebilmek amacıyla ÇMO Ankara Şube olarak sonuna kadar çalışacağımızı burada beyan ederiz.