ÇEVRE KATLİAMINA ÖZEL İZİNEVRENSEL GAZETESİ)
İSTEDİKLERİ GİBİ ÇEVREYİ KİRLETECEKLER
Yönetmeliğe göre; bazı tesisler çevre mevzuatından muaf tutulacak. Muafiyet işleminde hiçbir özel kriter aranmazken, karar sadece Bakanlığın takdirine bırakılıyor. Yönetmelikle, ayrıca, çevre yönetimi kapsamındaki işyerlerindeki denetim, işin ehli olmayan kişilere teslim ediliyor.
ÇEVRE, UZMAN OLMAYAN KİŞİLERE EMANET!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çıkardığı yeni yönetmelikle, 1 Ocaktan itibaren hiçbir kriter belirtmeksizin sanayi tesisleri ve işletmelerin çevre denetiminden muaf tutulmasını sağlıyor. Yönetmelikle, ayrıca, çevre yönetimi kapsamındaki işyerlerindeki denetim işin ehli olmayan kişilere teslim ediliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Resmi Gazetede yayımlanan ve 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girecek olan "Çevre Görevlisi, Çevre Yönetim Birimi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik" ile çevre yönetimi ve denetiminde yeni bir döneme girilmiş oldu.
İSTEDİKLERİ GİBİ ÇEVREYİ KİRLETECEKLER
Yönetmeliğe göre; hiçbir kriter belirtmeksizin bazı tesisler çevre mevzuatından muaf tutuluyor. Bu tesisleri belirleme yetkisi ise Bakanlığın takdirine bırakılmış durumda. Yönetmeliğin 5. maddesinde işletmelerin alması gereken izin ve lisanslarla ilgili olarak "Yetkili makam tarafından çevre izninden muaf olduğuna ilişkin görüş verilen işletmelerin çevre görevlisi bulundurmaları zorunlu değildir" ifadesi kullanılıyor. Oysa, 2009 yılında yayımlanan çevre kanununca alınması gereken izin ve lisanslar hakkındaki yönetmelikte açıkça "Çevreye kirletici etkisi olan ve kirletici etkisi yüksek olan" işletmeler sıralanmıştı. Yeni mevzuatta ise, işletmeler bu sınıfta yer alsa bile Bakanlık muaf tuttuğu sürece izin ve lisans alması gerekmeyecek, denetime tabi olmayacak. Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, bu durumun zaten fiili olarak işlediğine, ancak ilk kez bir yönetmelikte ifade edildiğine dikkat çekiyor. Yani, Bakanlığın kendi yorumuna göre örneğin, arıtma tesisi olmayan fabrikalara dahi geçici çalışma izni verilebildiğini söylüyor. Bu noktada Gaziemirdeki kurşun fabrikasında yaşanan radyasyonlu atık örneğini veriyor ve yönetmeliğin sonuçlarını da şöyle açıklıyor: "Yeni yönetmelikle birlikte Gaziemirdeki ölüm kusan fabrikaların sayısı artacak, bu konuda yetkinliği olmayan kişilere verilen yetkilerle sorunlar halının altına süpürülecektir."
ÇEVRE, UZMAN OLMAYAN KİŞİLERE EMANET!
Yönetmeliğin getirdiği bir diğer değişim ise; sanayi tesislerindeki çevre kontrolünün işinin ehli olmayan, kısa sürede alınan belgelerle görevlendirilecek kişilere devredilmesi. Yönetmelikle birlikte Çevre Mühendisi yerine "Çevre Görevlisi" kavramı getiriliyor. Ayrıca, zaten işi bu olan Çevre Mühendislerine, Bakanlık tarafından yapılacak olan sınav sonucunda "başarılı olma" şartı getiriliyor. Yönetmeliğin çevre görevlisi olma şartlarının sıralandığı 6ncı maddesine göre, üniversitelerin fen/fen-edebiyat fakültelerinin fizik, kimya, biyoloji, biyokimya, jeoloji bölümlerinden veya veteriner fakültelerinden mezun olanlar da sınavda başarılı olduğu müddetçe çevre görevlisi olabilecek. Baran Bozoğlu, çevre izin ve lisans sürecinin teknik bilgi birikimi gerektirdiğini belirterek şunları söyledi: "Yani atıkların ne olduğu, nasıl bertaraf edilmesi gerektiği, çevresel sorunların hangi teknik alt yapı ile çözülmesi gerektiği, arıtma tesisinin çalışma koşulları, suların kirlilik parametreleri gibi konulara hakim olmanız gerekir ki; tesisi daha iyi irdeleyin ve çözüm üretmeye çalışın. Bu yönetmelikle, çevre mühendislerinin yapması gereken bu teknik çalışma, başka meslek disiplinlerine verilecek eğitim ve sınavla sağlanıyor. Bu kişilerin teknik bilgisi yeterli olmadığı için tesislere dair yapacakları iç denetimler sağlıklı olmayacak, atıklara, atık sulara, emisyona dair yanlış bilgiler oluşacak ve Bakanlık bu yanlış bilgiler üzerinden değerlendirme yapacaktır."
ÇED MUAFİYETİ YASASIYLA PARALEL
21 KASIMda Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik, torba yasaya eklenen ve tesislere ÇED muafiyeti tanıyan yasayla paralellik gösteriyor. Bu yasaya göre, "Çevre Kanununa 23 Haziran 1997 tarihinden önce yatırım programına alınmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla planlama aşaması geçmiş olan veya ihalesi yapılmış olan veya üretim veya işletmeye başlamış olan projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler ÇED kapsamı dışındadır deniyor. Çevre Mühendisleri Odasının maden aramalarında ÇED muafiyetine dair açtığı davada, mahkeme heyeti ise yürütmeyi durdurma kararı verdi.