ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ MESLEĞİMİZE SALDIRILAR DEVAM ETMEKTEDİR!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan "Yeterlik Hizmetlerinin Etkinleştirilmesine Dair Kapasite Geliştirilmesi Projesi" kapsamında mesleğimiz yine tehdit altına alınmaktadır.
Bakanlık bu çalışma ile mesleki uzmanlık alanlarımızda sertifikasyona dayalı eğitim ve meslek alanlarımızı diğer mesleklere açan sistemi hedeflemektedir.
Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na sesleniyoruz; zihniyet ardıllarınız olan akademisyenlerle biz Çevre Mühendislerini "terbiye" etmeye çalışmayın! Dayatmacı tavrınızla ortaya koyduğunuz sertifikasyona dayalı çevre görevlisi, AAT operatörü gibi nitelendirmelerinizi kabul etmiyoruz. Evet, sertifikasyon sisteminize karşı tepkisel duruşumuz nettir ve daima güçlenerek kalacaktır. Ancak bu güne kadar sertifikasyon sistemine dayalı olmayan hiçbir eğitim programına da karşı duruş geliştirmedik. Bu da aslında eğitime değil mühendisleri belgelendirme girişimlerinize karşı tutumumuzu ortaya koymaktadır.
Vermeye çalıştığımız mesajlarımız iyi algılanmalıdır. Öncelikle 4 yıl boyunca mühendislik fakültelerinde dirsek çürüten herbir meslektaşımızın her türlü mesleki hak gaspına veya suistimaline karşı mücadeleden geri durmayacağız. Bir diğer husus ise toplumsal muhalefetin önemli bir paydaşı durumuna gelen ekolojik mücadelemizdir. Antikapitalist zihniyet ile yürüttüğümüz bu mücadelemiz hep var olacaktır.
Bu güne kadar yürütmüş olduğunuz siyasallaşmış ve ticarileşmiş politikalarınıza karşı tepkimizin devam edeceğini yineleyelim. Çevre Danışmanlık alanında olsun, ÇED alanında olsun, arıtma teknolojileri alanında olsun kısaca çevre sektöründe Bakanlık düzeyinden kaynaklı eksikliklerin ve yanlışlıkların giderilmesi yerine, Çevre mühendisliği mesleğinin ve meslektaşlarımızın hedefleştirilmesi çevre sorunlarının asıl nedenlerinin üstünü örtmeye yöneliktir. Tamamen kendi bürokrasilerini rahatlatma ve sorumluluktan kaçarak hedef tahtasına "kurban" arama gayretinden ibarettir.
Bu güne kadar egemen zihniyetlere karşı mücadelemizden ödün vermedik. Bundan sonra da ne doğamızı ne de mesleğimizi kapitalizmin işletmecileri olan sermayedarlara ezdirmemeye kararlıyız. Bizler mesleğimizi kamu adına ve kamu yararına denetçi olarak yapıyor olmamız gerekirken Bakanlığın kurmuş olduğu sistemden dolayı sermaye başımızda denetçi olmuştur.
İklim krizi, ekolojik yıkımlar ve çevre kirliliği ile dünyanın gündeminde çevre sorunlarının tartışıldığı böyle bir dönemde çevre mühendisliği mesleğinin önü açılması gerekirken; tam tersi mesleğimiz itibarsızlaştırılmaktadır.
Özellikle hatırlatmak isteriz ki; biz, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası olarak ekolojik mücadeleyi şiar edinen, çevre mühendislerinin mesleki haklarını kollayan ve bundan bir adım geri durmayan örgütlü bir meslek odasıyız. Bu realitenin tüm çevreler tarafından net olarak bilinmesi gerekiyor.
Sonuç olarak çevre sektöründe hizmet veren mekanizmaların sermayenin boyundurağı durumundan çıkartılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Bu hizmeti sağlayan mekanizmalar yetki ve garanti donanımlarından yoksun bırakılmamalıdır. TMMOB ve ÇMO ilkeleri çerçevesinde, tüm mesleki deneyim ve birikimimizle ne doğayı ne de mesleğimizi saldırılarınızın maruziyetinde bırakmayacağız. Buradan bütün bunları tüm kamuoyuna ilan ediyoruz.
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
15 Ekim 2021