HEMŞİN Vadisi‘nde hidroelektrik santralı kurulması çalışmaları durduruldu. Mahkemenin verdiği bu kararla Türkiye, Rio ve Bern Sözleşmelerine aykırı davranmaktan uluslararası mahkemelerde çevre suçlusu olarak yargılanmaktan ve ceza almaktan kurtuldu.

 

‘TÜRKİYE, RİO VE BERN SÖZLEŞMELERİNE AYKIRI DAVRANMAKTAN YARGILANACAKTI‘

 

Türkiye çevre suçlusu olmaktan son anda kurtuldu

 

Hemşin Vadisi‘nde hidroelektrik santralı kurulması çalışmalarının çevrecilerin giriştiği hukuk mücadelesi sonunda durdurulması Karadeniz Bölgesi‘nde büyük sevinç yarattı.

 

Rize İdare Mahkemesi, aralarında Çamlıhemşin Vakfı, Rize Çamlıtepe Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği, Hemşinliler Doğal Çevreyi Koruma Derneği‘nin de bulunduğu çevreci kuruluşların, Çevre Bakanlığı aleyhine açtıkları davada, Hemşin Vadisi‘ne hidroelektrik santrali kurulmasının hukuka uygun olmadığına karar verdi.
Mahkeme kararında, "Hemşin Vadisi‘ne hidroelektrik santrali kurulması için hazırlanan proje hakkında Çevre Bakanlığı çevresel etki değerlendirmesinin gerekli olmadığı şeklinde rapor vermiştir. Bu kararda hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmemiştir" denildi.

BİRİNCİ DERECEDE HEYELAN BÖLGESİ

Çevrecilerin Avukatı Erol özcan, Birgün‘e yaptığı açıklamada, "Hemşin Vadisi‘nin kurtuluşunun sevincini yaşıyoruz. Doğu Karadeniz‘in doğası bir başkadır.
Enerjiyi rüzgardan, güneşten de elde edebilirsiniz ama Hemşin Vadisi‘ni ve yöredeki diğer vadilerin suyunu keserseniz doğayı da, çevreyi de bitirirsiniz.
Mahkemenin verdiği bu kararla Türkiye, Rio ve Bern Sözleşmelerine aykırı davranmaktan uluslar arası mahkemelerde çevre suçlusu olarak yargılanmaktan ve ceza almaktan kurtulmuştur" dedi.
Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Projeye göre, Hemşin Vadisi‘nde kurulacak hidroelektrik santralinde üretilecek elektrik enerjisi, ülkede üretilen toplam enerjinin binde 1‘i bile olmayacaktı. Buna karşın binlerce ağaç kesilecek, bölgedeki derelerin kuruması sonucu aralarında benekli alabalığın da bulunduğu birçok canlı türü yörede yaşayamayacaktı. Yörenin birinci derece heyelan bölgesi olması da yapılacak santralin yaratacağı tehlikeyi artırıyordu.
Doğa harikası bir yerde yapılacak santral için çevresel etki değerlendirme raporunun mutlaka alınması gerekiyordu. Ancak Çevre Bakanlığı böyle bir raporun gerekli olmadığını bildirdi.

‘TAHRİP EDİCİ YATIRIMLARA KARŞIYIZ‘

Sonuçta, Karadeniz‘de yaşayan doğaya duyarlı kuruluş ve kişilerin mücadelesiyle büyük bir hatadan dönüldü. Sadece Hemsin Vadisi‘ni değil, Fırtına Vadisi‘ni de, Çağlayan Vadisi‘ni de, İkizdere Vadisi‘ni de, Perpat Deresi‘ni de, Aksu Deresi‘ni de korumaya kararlıyız. Bu vadi ve dereler üzerinde onları tahrip edici nitelikte hiçbir yatırımın yapılmaması için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz."