ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI "BİLEN İNSAN" İSTEMİYOR MU? BAKANLIK ÇEVRE MÜHENDİSİ İSTİHDAM ETMEKTEN "İMTİNA" EDİYOR!
Çevre Mühendisi istihdam edecek kamu kurumları arasında ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bulunmamaktadır.
TEKNİK BİRİKİMİ OLMAYAN KİŞİLER ÇEVRE DENETİMİ YAPMAKTADIR!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının temel görevi "çevre kirliliğini engellemek ve çevre sorunlarını çözmektir". Bu görevi yerine getirirken çevre denetimlerini, ÇED ve izin-lisans süreçlerini "kamu yararı" gözeten politikalar, siyasi baskı kaygısı olmayan idareciler ve teknik kadrolarla gerçekleştirmelidir.
2 yıl önce, Çevre ve Orman Bakanlığının kapatılması ve bu Bakanlığın iki Genel Müdürlüğü (Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ve ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü) ile Bayındırlık Bakanlığının birleştirilmesi sonucu oluşturulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığında tüm daire başkanları en az 4 defa değiştirilmiş, Şube Müdürlerinden Genel Müdürlere kadar tüm idareciler "vekaleten" görevlendirilmiştir.
Öte yandan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında çevre denetimleri, ÇED değerlendirmeleri ve izin-lisans süreçleri merkez ve taşra teşkilatlarında, teknik birikimi olmayan kişilerce yapılmaktadır. Merkez ve taşra teşkilatlarında veterinerler, ebeler, inşaat mühendisleri, biyologlar, iktisadi ve idari bilimlerden mezun kişilere çevre denetçisi belgesi verilmekte ve bu kişilerce çevre denetimleri gerçekleştirilmektedir. Aynı sorun ÇED ve çevre izin ve lisansı verilme sürecinde de yaşanmaktadır.
Çevre denetimleri, ÇED süreçleri, çevre izin-lisans süreçleri yönetmelik incelemesi ve "çeklist" işaretlemesi ile gerçekleştirilemez. Bu önemli görevlerin doğayı koruma, halk sağlığı algısı ile yerine getirilmesi için teknik birikim, lisans eğitimi ve akademik çalışmaları nedeniyle "çevre mühendisliği" disipline başvurulmalıdır.
ÇED DEĞERLENDİRMELERİ, ÇEVRE DENETİMLERİ VE İZİN-LİSANS SÜREÇLERİ "EVRAK İNCELEMESİ, YÖNETMELİK UYUMLULUĞU KONTROLÜ" İLE BASİTE İNDİRGENEMEZ VE ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞININ YAYIMLADIĞI RAPORLARDAKİ SAYILARLA TANIMLANAMAZ!
· ÇED değerlendirmeleri, çevre denetimi ve çevre izinleri, yalnızca yönetmeliklere uygunluk ile değerlendirilemez. Çevre Mühendisliği disiplini kapsamında teknik inceleme gerektirir.
· Olası çevresel etkiler ve hali hazırdaki sorunların çözümüne dönük politika oluşturmak, Çevre Mühendisliğinin bilimsel-teknik birikimini gerektirir.
· Kamu yararı gözeten faaliyetler göstermek "çevresel hassasiyet" gerektirir.
Kaç adet denetim yapıldığı veya ne kadar para cezası kesildiği, çevre sorunlarının giderilmesi ve önlenmesine dair herhangi bir veri-bilgi içermemektedir. Kaldı ki, Bakanlığın yayımladığı verilerle Ergene, Menderes, Gediz havzalarındaki durum karşılaştırıldığında, sorunların çözülmediği ve hatta yapılan onlarca toplantıya rağmen kirlenmenin daha da arttığı açıkça görülmektedir.
BAKANLIK "BİLEN İNSAN" İSTEMİYOR MU?
Lisans eğitiminin başından sonuna kadar, çevresel sorunlara dair hassasiyetleri oluşturulan, sorunların çözümlerine dönük akademik çalışmalar yapan çevre mühendisleri ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında yeterince istihdam edilmemektedir.
Yapılaşmayı planlayan Bakanlık ile bu yapılaşmayı "kamu yararına" denetlemesi gereken Bakanlık aynı Bakanlıktır. Bu çelişki hiç kuşkusuz ÇED, çevre denetimi, izin-lisans süreçleri ve mevzuat çalışmalarına da yansımaktadır.
Merkez ve taşra teşkilatlarındaki teknik kadro eksikliğine rağmen "çevre mühendisi" istihdamının gerçekleştirilmemiş olması, teknik-bilimsel birikimi olan kişilerin Bakanlıkta yerinin olmadığına dair soru işaretleri akıllara getirmektedir.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI BİRAN ÖNCE ÇEVRE MÜHENDİSİ İSTİHDAMINI ARTTIRMALIDIR
Daha sağlıklı bir çevrede yaşamak, daha sağlıklı ÇED, izin-lisans, çevre denetimi ve mevzuat çalışmaları yapılabilmesi adına, 2013/1 tercih formunda yapılan hatadan vaz geçilerek çevre kirliliği konusunda teknik-bilimsel bilgiye sahip olan "çevre mühendisleri" Çevre ve Şehircilik Bakanlığında istihdam edilmelidir.