DÜNYA SU GÜNÜ KAPSAMINDA DÜZENLENEN ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
SUYUMUZA YAŞAMIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ
SU GÜNÜNDE MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYORUZ.
Bugün 22 Mart; Tüm canlılar için Suyun, Sağlıklı Yaşanabilir Suya Erişim ve Su Hakkı için yürütülen mücadelenin yaşam mücadelesinin merkezinde olduğunun bir kez daha vurgulandığı gün.
Birleşmiş Milletler 22 Mart tarihini dünyada su kaynaklarındaki kısıtlılığa dikkati çekmek, su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve verimli kullanımı konusundaki çalışmaları duyurmak ve desteklemek amacıyla Dünya Su Günü olarak tanımladı. 2022 Yılının Teması "Yeraltı Suyunu Görünür Kılınması" olarak belirlendi.
Yaşam ve tüm canlılar için vazgeçilmez bir kaynak olan "Su" üzerine yapılan değerlendirme ve farkındalık çalışmaları, bu yıl Suyun görünmeyen, farkedilmeyen,ama vazgeçilmezi olan yeraltı suyuna yönelik olarak gerçekleştiriliyor.
Dünya Su Gününün imza altına alındığı 22 Mart 1993 ten bu yana, 29 yıldır sözümüz değişmedi.
n "Su yaşamsal bir haktır. Temiz ve sağlıklı suya erişim tün canlıların hakkıdır" diyoruz
n "Yaşam için en temel gereksinim, temel bir doğal varlık olan su bir meta değil tüm canlıların ortak varlığıdır" diyoruz
n 29 yıldır söylediğimiz gibi; bugün de yaşamın devamlılığı için zorunlu olan, Su hakkımız için mücadele edeceğimize ilişkin kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.
Dünya Su günlerindebir taraftan suyun önemi, kısıtlılığı, korunması gerektiği üzerine sözler söylenirken; Kentleşme, Sanayileşme, Enerji, Madencilik Sektörü yatırımlarının plansızlığı, denetimsizliği ile su varlıklarımız her geçen gün daha çok kirletiliyor.
İklim Değişikliği; susuzluk,çölleşme, afetleri beraberinde getirirken, son 50 yıla baktığımızda Su varlıklarımız, sulak alanlarımız kuruyor yağmalanıyor, yok oluyor...
Suyumuzu koruyanormanlarımızın yağmalanmasınınönü yasal düzenlemeler ile açılırken, sulak alanlarımız, korunan alanlarımız, havzalarımızın yıkımı da koruma amaçlı olduğu söylenen planlama ve düzenlemelerle sürdürülüyor. .
Mevzuat değişiklikleri ile,torbadan çıkan düzenlemeler ile gözden çıkarılan yüzey sularımız, yeraltı sularımız, denizlerimiz, kıyı alanlarımız, havzalarımız, ormanlarımız, sulak alanlarımız, korunan alanlarımız, biyolojik çeşitliliğimiz, doğal ve kültürel varlıklarımız, yaşam alanlarımız rant uğruna yok ediliyor.
Yaşam kaynağımız olan varlıklarımızı koruması gereken yasalar, yönetmelikler, planlama ve koruma araçları aracılığıyla,"yatırım" adı altında kontrolsüz, denetimsiz, plansız yürütülen kentleşme, sanayi, enerji, madencilik projeleri ile yaşam alanlarımızın yok edilmesinin zemini oluşturuluyor.
Bugün bölgemizin en önemli su havzaları olan Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Kuzey Ege Havzalarında su kalitesi değerleri 4. Kalite olarak tanımlanan en kötü kalitede.
Havzalarımızda yüzey ve yer altı sularına yönelik kirlilik baskısı artarak devam ederken, bir yandan da kontrolsüz yeraltı suyu çekimleri ile su varlıkları büyük risklerle karşı karşıya.
İzmir`in içme suyunun %40`ını sağlayan Tahtalı ile Gördes su havzalarındaki kirlenme baskısının artması, kirlilik seviyesi zaten yüksek olan Gediz, K. Menderes, B. Menderes Nehirleri ve Kuzey Ege havzaları daha da korumasız hale gelmesi yaşamsal risklerin başında yer alıyor.
İzmir Kentinin gelecekteki su ihtiyacını karşılamak üzere planlanan 250-300 bin kişiye temiz su sağlayabilecek kapasitede ve kent merkezine 25 km mesafesindeki Çamlı Baraj Havzası halen işletilmekte olan Efemçukuru Altın madenine kurban edilmişken, madenin yarattığı ve yaratacağı çevresel risklere karşı kent halkı savunmasız. Kentin su varlığını korumak adına yıllardır sürdürülen mücadelede bilirkişi raporları ile maden işletmesinin yarattığı kirliliğin mahkeme kararları ile onaylanmasına ve ÇED olumlu Belgeleri iptal edilmesine rağmen, işletmeye yeniden süratle ÇED Olumlu Belgesi verilmiş, mahkeme kararları ile belirlenen kirlilik ve çevresel riskler ise bilirkişilerin İzmirli olduğu gerekçesi ile reddedilmişti. Bugün şirket kapasitesini 2,5 kat artırarak çalışmaya, İzmir ve İzmirli mücadeleye devam ederken; yaşamsal öneme sahip su kaynaklarımızda yeni tehditler de büyümeye devam ediyor.
Manisa`ya içme-kullanma suyu sağlamak üzere inşaatı devam eden Gürdük Barajı ve İzmir kentine içme-kullanma suyu sağlanması planlanan Başlamış Barajı olmak üzere, bölgenin en büyük iki kentine hizmet verecek olan Başlamış Çayı havzasında, Gördes`te nikel Madeni İşletmesinin yarattığı riskler devam ederken, madenin kapasite artışı talebi de onaylandı. Ayrıca, yıllık 1 milyon ton sülfürik asit üretecek olan sülfürik asit fabrikası için de ÇED süreci de olumlu tamamlandı.
2022 Yılı Dünya Su Günü Teması ile "Yeraltı Suyunu Görünür Kılmak" hedefleniyor. Bizler Suyumuza yönelik tehditleri, tüm canlılara ait olan su, toprak, doğal varlıklarımızın özelleştirilmesi, çok uluslu şirketlerin eline geçmesi süreçlerine karşı mücadeleyi de görünür kılmayı sürdürüyoruz. Sulak alanlarımızın, su varlıklarımızın yaşamın sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip olduğu için bizler tüm bu olumsuzluklarla mücadele ediyoruz.
"Alaçatı Sulak Alanı"; mevsimlere göre sayıları ve türleri değişen bir biçimde üreme ya da göç güzergahı üzerinde mola ve beslenme amaçlı olarak kullandığı tespit edilen 150`nin üzerindeki kuş türü; alana özgü olarak varlığı tespit edilen su yılanı ve yine bilimsel çalışmalarla tespiti yapılan endemik/endemik olmayan flora ve faunaya sahip alan sit kararları ve kıyı kenar çizgisi açısından tartışmalı olan bu bölge bir avuç azınlığın çıkarı için yok ediliyor. İdarelere sesleniyoruz bu yıkım acilen durdurulmalıdır!
Suyun tüm canlılar için vazgeçilmez doğal bir hak olduğu noktasından hareketle sözümüz değişmiyor. Bir kez daha tekrarlıyoruz;
n Suya erişimdeki eşitsizlikleri bertaraf edecek her canlı için sağlıklı suya erişim hakkının korunması yönetilmesi,
n Yaşam için zorunlu olan suyun korunması ve doğru kullanılması, planlanması
n Su havzalarımızdaki kirlilik risklerinin engellenmesi, kalitesinin iyileştirilmesi, kirlilik riski taşıyan konut, sanayi, enerji, madencilik sektörlerine karşı çok daha hassas korunması
n Tarımsal su kullanımının doğru yönetilmesi ve tarımsal kaynaklı kirlilik risklerinin önlenmesi
n Yer altı sularımızın kontrolsüz çekimi ve kirlenmesine karşı gerekli denetim ve izleme çalışmalarının yürütülmesi
n Havamızı, toprağımızı, suyumuzu, kültürümüzü korumak için; bütün İzmirlileri ve özellikle yerel yönetimleri ortak hareket etmeye çağırıyoruz.
n Suyumuzu, havzalarımızı, denizlerimizi, kıyılarımızı, nehirlerimizi, ormanlarımızı, biyolojik çeşitliliğimizi, doğal ve kültürel varlıklarımızı, yaşam alanlarımızı korumak, geleceğimizi kurtarmak sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır.
Bizler yaşamsal sorumluluğumuzun, yükümüzün ağırlığı ve örgütlü mücadele bilinci ile, Suyun en temel yaşam hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, suyun özelleştirilmesi, metalaştırılması, ticarileşmesine HAYIR diyoruz,
İzmir`in Su Varlıklarını, Sağlıklı Suya Erişim Hakkını Koruma bilinci ve kararlılığı ile Efemçukuru Altın Madenine HAYIR Diyoruz,
Çamlı Barajı yapılsın, suyumuz korunsun diyoruz,
Gördes`te Sülfürik Asit Fabrikasına HAYIR diyoruz,
İzmir`in Suyunun Feda Edilmesine HAYIR Diyoruz,
Geleceğimizi koruma kararlılığımızı kamuoyu bir kez daha paylaşıyor ve yaşam mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz.
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU -- İZMİR TABİP ODASI
İZMİR BAROSU-- DİSK -- KESK
KONAK KENT KONSEYİ --.İZMİR KENT KONSEYİ ÇİĞLİ KENT KONSEYİ
EGE KENT KONSEYLERİ BİRLİĞİ İZMİR KENT KONSEYLERİ BİRLİĞİ
EGEÇEP -- İZMİR YAŞAM ALANLARI