EMEKLERİ EKMEK YAPAN KADINLARDIR
"Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Diktiğin fidanlar sen olmayanda
Yel vura ırgalana, gün vura duldalana büyüyecek
Yasa şu ki ekinler yürüyecek
Bebek dillenecek, güçsüz hallanacak
Sis kalkacak İsfendiyar başından"
Gülten AKIN
İnsanca yaşam, özgürlük, barış ve demokrasi için mücadele eden tüm kadınları saygıyla anıyor, mücadeleleri ve direnişleriyle bugün hala yolumuzu aydınlatan, bize güç veren tüm kadınları selamlıyoruz.
"Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır." Dün Bursa İnegölde yazıldı yine…..
Dünyaya kadın olarak gelmiş olmanın ağır yükü altında bırakılan kadınlar için, dünyaya kadın olarak gelmek bir yanık türkü gibidir.
Kadın olarak dünyaya gelmiş olmanın ağır yükünü omuzlamış; bedeninin, yüreğinin, beyninin ve emeğinin sömürüsüne; yaşamın her alanında var gücüyle çalışarak akıttığı alın terinin sömürüsüne, kadın olarak doğmuş olmanın ağır yükünü hiçe sayarak, baş kaldırmış; emeğini, yürek yangınlarını, acısını sabrına katık edip yaşamaya dört elle sarılarak yalnız kadınlar için değil, insanlık için; sömürünün hiçbir türünün olmadığı, eşitliğin gerçekleştiği; güven dolu, barış dolu, güzel yaşanası günleri yaratmak için kor alevlerde yakılan, kör bıçaklarla bedenleri dağlanan, tecavüzlere uğrayan tüm kadınların yaralı örselenmiş bedenlerinin yanık kokularıdır hala içimizi dağlayan ve onların gökyüzüne asılı kalmış çığlıklarıdır kulaklarımızda uğuldayan.
Kadına yönelik şiddetin temelinde kadınların yaşamın tüm alanlarında erkeklerle eşit olduğunu reddeden cinsiyet ayrımcılığı yatmaktadır. Kadın emek sömürüsü ile birlikte ekonomik ve psikolojik şiddeti de en ağır biçimde yaşar.
Bu şiddet kadına yönelik olsa da aslında tüm toplumu etkileyen, örseleyen, topluma dönük bir şiddettir. Ve bu şiddetin toplumda, toplumun her kesiminde ve her alanında yansımasını görürüz.
Kadının sömürülmesi, kadınının şiddete maruz kalması toplumu ekonomik, siyasi, kültürel ve ahlaki olarak yoksullaştırır ve çürütür; çünkü kadın sorunları her şeyden önce insan sorunu, insanca yaşam sorunudur.
Kadını sindirmek, köleleştirmek toplumu sindirmek köleleştirmek demektir. İşte tam da bu nedenle; doğayı, insanı rantın en kutsal aracı görenler bunu siyasi birer davranış biçimine de evirirler. Çünkü kurmak istedikleri sömürü düzeni böylece daha rahat kurulacak ve sürekli olacaktır.
İnanıyoruz ki; tüm olumsuzluklara karşın dünyanın yükünü omuzlamış kadınlar, var oluşunu sağlar insanlığın ve hayır izin vermez sömürü düzeninin sürekli kılınmasına.
Biliyoruz ki "EMEKLERİ EKMEK YAPAN KADINLARDIR" "ve sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların, hayallerimiz yüzlerindedir."
Sevinçlerimizin yüzüne vurduğu, emekleri ekmek yapan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyoruz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu