`ENDÜSTRİYEL ATIKLAR DA EVSEL ARITMAYA GÖNDERİLMİŞ`
Tekirdağ`ın Marmaraereğlisi ilçesindeki Kınıklı Deresi`ne Silivri Değirmenköy Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisinden Marmara Denizi`ne kimyasal atık su deşarjı yapıldığı iddiaları geçtiğimiz haftanın önemli gündemlerindendi. Konuyla ilgili açıklama yapan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), ilk olarak "Evsel atık su arıtma tesisimizin denizi kirlettiği iddiasında bulunmak tümüyle gerçek dışıdır" açıklamasını yaptı. Bu açıklamanın ardından sosyal medyada İSKİ`nin arıtma tesisinden çıktığı iddia edilen ‘kirli su` görüntüleri paylaşıldı. Bu paylaşımlardan birini de, aynı zamanda AKP Tekirdağ İL Başkanı Mestan Özcan yaptı. Özcan, sosyal medya hesabından "Marmaraereğlisi Sultanköy`de denize dökülen Kınıklı Deresi`ndeki kimyasal atığın İBB Değirmenköy arıtma tesislerinden salındığı tespit edilmiştir" paylaşımı yaptı. Bu iddiaların ardından İSKİ ikinci bir açıklama yapma gereği duyarak, "Tekrar ifade etmek istiyoruz ki Değirmendere Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi evsel atık suları arıtmaktadır. Dolayısıyla, tesisten kimyasal bir atığın deşarjı mümkün değildir" denildi.
Bu açıklamaları ve iddiaları Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman`a sorduk. Konunun tek taraflı ele alınmaması gerektiğini söyleyen Kahraman, "Bir kısım yazılı ve görsel basının alışıldık, algı amaçlı yorumları bizim sorumluluğumuzun önemini ortaya koymuştur. Konuya dair bölge ziyaretleri ve yetkililerle görüşmeler sonucunda oluşmuş tespitlerimizi de kamuoyu ile paylaşmak borcumuzdur. Değirmenköy olayı ‘müsilaj`, sel yıkımları, orman yangınlarından farksız bir sorun değil; temel bir sorunun sonucudur. Değirmenköy Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi bir evsel atık su tesisidir. Söz konusu tesis bölge içinde siyasi iradenin yönetimi ile planlanmış ve 2014 yılında devreye alınmıştır" dedi.
"TESİSE PROJE DEBİSİNİN ÜZERİNDE ATIK SU GELİYOR"
Tesis planına karar verenlerin, tesisin fonksiyonunu evsel atık su olarak belirlediğini ama tesis girişine bölgedeki endüstriyel faaliyetlerin atık sularının bağlanmasına da göz yumduğunu söyleyen Kahraman, "Sorgulanmadan alınan endüstriyel suların enerji, bakım, onarım maliyetlerinde doğuracağı farklar ‘Kirleten öder` ilkesini yok sayıp; halkın sırtına yüklenmesi demektir. Ayrıca evsel nitelik karakteri taşımayan suların tesisin verimine olumsuz etkileri gibi bir gerçek görmezden gelinmiştir. Bu durum doğrudan kamu zararına yol açmaktadır. Değirmenköy Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisine proje debisinin üzerinde atık su gelmekte, tesis kapasitesinin üzerindeki miktar ise tesise alınamadığı için doğrudan deşarj edilmektedir. Aslında çok daha fazla ekonomik ömrü olması gereken böylesi tesislerin 8 yıl içinde işlevini yitiriyor olması da planlamasının özensiz ve bilimsellikten uzak olduğunun net bir işaretidir. Bu da doğrudan kamu zararına anlamını taşımaktadır" diye konuştu.
"İSKİ TESİSE VERİLEN ENDÜSTRİYEL ATIKLARI REDDETMEYİ GÖZE ALAMAMAKTADIR"
Değirmenköy Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisinin, kamu yararı gözetmeyen, sermayeye hizmet eden politikalarla planlanan benzer tesisler gibi kaderine terk edileceğini söyleyen Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman şunları söyledi: "Yıllardır süregelen politikalarla oluşturduğu çevre görevlisi gibi yapılarla ‘denetim` mekanizmasını çevre görevlisinin hizmet bedelini karşılayan sermayenin eline veren siyasi irade bu yolla denetimin başına sermayeyi atamıştır. Oyunun kuralları toplum yararına değil de sermayenin memnuniyeti üzerine kurulduğundan yerel yönetim değişiklikleri de bu anlamda çözüm olamamaktadır. Yine Değirmenköy örneğinden bakarsak; İSKİ, tesise verilen endüstriyel atık suları reddetmeyi göze alamamaktadır ve değişen yerel yönetimler de isteyerek veya istemeyerek bu oyunun aktörleri olmaktadır" dedi.
"KONU BAŞLI BAŞINA BİR SİSTEM KRİZİDİR"
Siyasi iradenin işletme konusunda da denetim konusunda da yarattığı çarpıklıkların ticaretini yaptığını söyleyen Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, "Siyasi irade, işletmeden kendini sıyırmış bir anlayışla kendi planlarının ürünü olan sonuçlar üzerinden işletmeyi devrettiği firmalara ceza kesme yolu ile bir başka sömürü, kendi çarpıklığının ticareti yolunu seçmiştir. Muhtemeldir ki, işletmeyi devralan firmalar da bu gider kalemi üzerinden maliyetlerini ve tekliflerini değerlendirme yoluna gitmiştir ve gidecektir. Bu da başka bir kamu sömürüsüdür. Bölgedeki atık su arıtma tesisi dışında benzer tahribata yol açması muhtemel metal, kaplama, tekstil faaliyetlerinin göz ardı edilmesi olaya sınırlı bir bakıştır. Bazı görsel ve yazılı medyada yansıtıldığı gibi kimyasal atıklar Değirmen Köy Biyolojik Atık Su Tesisi gibi evsel arıtmaya yönelik tesislerin verimlerini de düşürür ve hatta tesisi bloke edebilirler. Konu başlı başına bir sistem krizidir. Çevresel sorunlar adı konmuş bu yıkımlar aslında sorun değil, sonuçtur; temel sorunun suçlarıdır ve sınıfsaldır" diye anlattı.