FAİZ LOBİLERİİÇİN ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASIÇED) YAPILDIĞI KABUL EDİLDİ!
Yaptığımız açıklamalarda, çevresel hassasiyetlerin daha önceden de planlanabileceğini belirtmiş ve Çevresel Etki Değerlendirme Sürecinden (ÇED) muaf tutulan, yani hukukun arkasından dolanılarak inatla çevresel etkileri değerlendirilmeyen bu geniş çaplı faaliyetin etkilerinin daha önceden görülebileceğini vurgulamıştık.
ÇED sürecinin inşaata başlanmadan önce, plan-proje aşamasında yapılması gerektiğini, böylesine geniş bir coğrafyayı etkileyen faaliyetin mühendislik disiplini ve bilimsel-teknik perspektifle etkilerinin irdelenmesi ve önlem alınacak noktaların belirlenmesi gerektiğini ve tüm bunların çevre mevzuatı gereği bir zorunluluk olmasının önemini ısrarla vurgulamıştık...
Ancak hükümet i, açtığımız davalar sonucunda Danıştayın halk sağlığına ve sağlıklı çevrede yaşama hakkına vurgu yapan kararlarına rağmen natla3. Köprü ve Ilısu Barajı gibi büyük projeleri ÇED sürecinden muaf tutmuş, yani Türk Mevzuatının dışına çıkarmış başka bir deyişle ülkemiz çevre kanun ve yönetmeliklerinden muaf tutmuştur. 3. Köprü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevzuatı ve Çevre Kanunu kapsamı dışına çıkartılmıştır.
3. Köprünün, inşaat aşamasının ve işletilme sürecinin doğaya, çevreye, halk sağlığına yapabileceği potansiyel etkiler ve bu etkilerin yok edilmesine dair araştırmalar ülkemiz mevzuatı kapsamında yapılmamıştır. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yazdığımız yazı ve verilen cevap durumun vahametini ortaya koymaktadır! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevre mühendisliği disiplininden ve bilimden uzak bir biçimde, çevresel konularda hassas davranıldığını yazarak, bu alandaki yetersizliğini açıkça ortaya koymuştur. Halkımız, mühendisler; teknik, detaylı bir açıklama beklemektedir. Çevresel etkiler nelerdir? Bu etkilere karşı ne gibi önlemler alınmış ve hangi denetimler yapılmıştır? Bu basit sorulara bile cevap verilememektedir...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına yazdığımız bilgi edinme yazısı ve gelen cevap da aşağıda yer almaktadır.
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ODAMIZIN SÖYLEMLERİNİ DOĞRULADI!
Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından cevaplanan yazıda, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın "faiz lobisi" olarak nitelendirdiği bankalardan kredi alınabilmesi için yabancı bankalara da sunmak adına gönüllü olarak çevresel etki/çevresel sosyal etki raporlarının hazırlandığı açıkça belirtilmiştir. Bu raporlar da hiç kuşkusuz ülkemiz ÇED mevzuatı kapsamında yapılmamakta, Çevre Kanunu ve Çevre Mevzuatından bağımsız olarak, Bankaların belirlediği kapsamlarda hazırlanmaktadır. Yani halkın katılımı v.b. süreçleri yer almamakta, dar kapsamlı, kanun ve yönetmelik kontrolünden, hukuki kontrolden uzak bir rapor süreci yürütülmektedir.
Faiz lobisi için çevresel etki değerlendirmesinin yapılması fakat Danıştayın halk sağlığını önemseyen iptal kararlarına rağmen ülkemiz yönetmelik ve kanunlarında değişiklik yapılarak ÇED sürecinin 3. Köprü için yürütülmemesi oldukça manidardır. Çok açıktır ki, çevresel etkilerin değerlendirilmesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve hükümet tarafından istenmemiş, bürokratik ve gereksiz bir süreç olarak görülmüştür.
Bu noktada hükümetin çevresel hassasiyetlerinin olmadığı açıkça ortaya konmuştur. Millet için ÇED süreci işletilmezken, faiz lobilerinden kredi temin edilmesi için çevresel etki değerlendirme faaliyetleri yürütülmektedir.
Ülkemizin Çevre Politikasının halk sağlığı ve kamu yararı gözetmekten oldukça uzak bir biçimde yürütüldüğü açıktır. Bağımsız bir Çevre Bakanlığının olmaması ve bu konularda sağlıklı denetim süreçlerinin, mevzuat çalışmalarının yürütülmemesi yukarı da bahsettiğimiz sorunları hiç kuşkusuz temellerinden bazılarıdır.
BANKALARDAN KREDİ ALMAK İÇİN DEĞİL, ÜLKEMİZ İÇİN, HALK SAĞLIĞI İÇİN ÇED SÜRECİ İŞLETİLMELİDİR!
Saygılarımızla,