GAZİEMİR`DE YAŞANAN RADYOAKTİF VE TEHLİKELİ ATIK KİRLİLİĞİ İLE İLGİLİ OLARAK ŞUBEMİZ VE İZMİR TABİP ODASI TARAFINDAN ORTAK BİR BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ..
Kentimiz Gaziemir İlçesinde Eski Kurşun Fabrikası alanında yaşanan Radyoaktif ve Tehlikeli Atık Kirliliği ile ilgili olarak 26.12.2012 tarihinde İzmir Tabip Odası Salonunda, Şubemiz ve İzmir Tabip Odası tarafından ortak bir basın açıklaması gerçekleştirildi...
Basınımızın değerli temsilcileri,
Saygıdeğer yurttaşlarımız,
Gaziemir`deki bir imalathanede radyoaktif ve zehirli atıklar bulunduğu anlaşılır anlaşılmaz; bizler yetkili olmasak da hiç olmazsa konuyla yakından ilgili olmayı amaçladık. Bu basın açıklamasında bir araya gelen İzmir Tabip Odası ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak birer meslek kuruluşu olmamızın yanı sıra kamu yararını gözetme işlevimiz olduğunu da hiç aklımızdan çıkartmadık.
Daha önce de her iki meslek örgütü olarak bu önemli çevre ve halk sağlığı sorunu konusunda ayrı ayrı açıklama yapmıştık.
Bir kez daha yinelemekte yarar görüyoruz! Europiyum 152 içeren radyoaktif maddeler nükleer reaktör atığı olduğu daha önce uzmanlarca açıklanmıştı. Henüz nükleer reaktörü olmayan ülkemize bu atıkların nasıl sokulmuş olduğu ayrıca araştırılmayı gerektiren bir durum olarak yetkililerin önünde durmayı sürdürmektedir.
Şu anda ivedilikle ilgilenilmesi gereken sorun söz konusu atıkların yaratmış olabileceği (ve belki de yaratmış olduğu) çevre ve toplum sağlığı sorunlarıdır.
Sürecin başından bu yana, yetkililerin sergilemekte olduğu ilgisiz, edilgen ve saydamlıktan yoksun tutum kaygılarımızı katlayan önde gelen etkenler olmayı sürdürmektedir.
Bugün için Gaziemir`de varlığı saptanan radyoaktif ve zehirli atıklarla insanların karşılaşmış olması olasılık olmaktan çıkmıştır. Bu durum acı bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
Böylesine ciddi bir durum karşısında kamu görevimizi yerine getirerek sormak istiyoruz.
1. Gaziemir`de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgene uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır?
2. Bugüne dek çevreye ve topluma zararları konusunda gerekenler yapılmaya başlanmış mıdır?
3. Yetkili kurum ve kişiler bu konuda yapılması gerekenleri yerine getirmişler midir? Yerine getirmişlerse, saydamlık ilkesi gereğince kamuoyunun bilgilendirilmesi düşünülmekte midir?
4. Şu an için, sınırlı da olsa elimizdeki veri çevre ve toplum sağlığı konusunda ciddi kararlar alınması gereğini ortaya koymaktadır.
Yukarıda sıralamış olduğumuz soruların ivedilikle yanıtlanması gereğini bir kez daha anımsatırız.
Bu önemli ve ivedilikle çözüme kavuşmayı bekleyen çevre ve halk sağlığı sorunu konusunda İzmir Tabip Odası ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak her türlü işbirliğine ve yardımlaşmaya açık olduğumuzu kamuoyu ve yetkililerle bir kez daha paylaşırız.
Saygılarımızla
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
İzmir Tabip Odası
Prof. Dr. Alp ERGÖR ( Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim