İLKE KARARI 1. DERECE SİT ALANLARINI HES`LERE AÇIYOR
DOĞAL SİT ALANLARINDA PLANLANAN HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ (HES) PROJELERİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNE YÖNELİK İLKE KARARI YAYIMLANDI!
Doğal sit alanlarında yapılacak olan HES`lere dair verilecek izinlere dair ilke kararları bugün resmi gazetede yayımlanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan ilke kararları 4 ana başlıktan oluşmaktadır. 1. Başlıkta;
İlke kararlarında Doğal Sit alanlarında yapılacak olan projelerde hazırlanan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu sonucunda
Bölgesel, ulusal veya dünya ölçeğinde olağanüstü ekosistemleri/türleri bulunduran,
Özgün ekosistem yapısına sahip, doğal alanların ekolojik bütünlüğünü sağlayan ve besin zinciri içinde yer alan kritik türleri barındıran,
Küresel ve ulusal ölçekte dar yayılımlı, kritik, nesli tehdit ve tehlike altında endemik tür veya türlerin;
- üreme ve beslenme alanlarını ihtiva eden,
- hayati ihtiyaçlarını temin edebileceği uygun yaşama şartlarını sağlayan,
- göç ve yayılma alanlarını ve göç yollarını ihtiva eden,
Ekolojik süreçleri, ekosistem hizmetlerini, ekolojik barınakları muhafaza eden, iklim değişikliklerine tampon sağlayan,
Jeolojik ve jeomorfolojik açıdan istisnai özellikte olan
Alanlarda HES yapımına izin verilmeyeceği vurgulanmaktadır.
EKOLOJİK TEMELLİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA RAPORU NEKADAR BİLİMSEL?!
Yayımlanan ilke kararı her projede uygulama bütünlüğü sağlamak ve karar mekanizmasının dayanaklarını resmi yazılı hale getirilmesi açısından olumlu bir gelişme olarak düşünülebilir.
Ancak, HES`ler kapsamında yaşanan çevresel sorunlara kesin çözüm üretmekten ne yazık ki uzaktır. Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu her HES projesi için hazırlanmamaktadır. Bu raporlar doğal sit alanlarına dair karar süreci için hazırlanmaktadır. Hazırlanan raporlar da bölge koruma kurulları tarafından değerlendirilmekte ve nihai kararı Çevre ve Şehircilik Bakanı vermektedir.
Doğal sit alanlarında üstün ekolojik özellikler aramak bilimsellikten uzaktır. O nedenle belirlenen ilkeler bu doğal sit alanlarının statülerinin değiştirilmeden HES projelerine açılmasına neden olabilecek niteliktedir. Ekolojik krizler ve kuraklıkla karşı karşıya olduğumuz bir dönemde, doğal SİT alanlarına zaten HES projesi yapılmamalıdır.
Öte yandan, söz konusu ön hazırlık raporlar ve ekolojik temelli bilimsel raporlar Bakanlıkça belirlenen kişiler tarafından hazırlanmaktadır. Dolayısıyla nekadar bilimsel olduğu, bağımsızlığı tartışma konusudur.
TOPLAM ETKİ ("KÜMÜLATİF ETKİ") GÖZ ARDI EDİLİYOR!
HES projelerinde en önemli sorunlardan birisi de bir dere üzerine birçok HES projesinin yapılabilmesi veya bir derenin kollarında birçok HES projesinin yapılabilmesidir. Bu süreçte ne yazık ki "kümülatif etki değerlendirme" süreci işletilmemektedir. Böyle bir kavram ÇED Yönetmeliği`nde tanımlar kısmında dahi yer almamaktadır.
İlke kararlarının 1. Maddesine kümülatif çevresel etkilere de değerlendirilmemiştir.
KURAKLIK, SU MİKTARI DEĞERLENDİRMESİ YOK!
Ülkemizde yoğun bir kuraklık probleminin yaşandığı, içmesuyu kaynaklarının tükendiği, İstanbul gibi Ankara gibi kentlerin başka havzalarda başka kentlerin derelerinden su getirmeye çalıştığı bir dönemde, "kuraklık" sorununun HES projelerinin de bir parçası olduğu göz ardı edilmektedir.
İlke kararları kapsamında projenin yapılacağı havzadaki yer altı ve yerüstü su miktarı, kuraklık risk değerlendirmesi gibi biran önce hayata geçirilmesi gereken konular yer almamaktadır. Yani yapılacak HES projelerinde değerlendirme sürecinde "kuraklık" göz ardı edilmiştir.
2-3 yılda bir yoğunlaşan meteorolojik kuraklık somut bir gerçeklikken, bu kuraklığa karşı önlem alınması gerekmektedir.
YETERSİZ!
İlke kararlarının yayımlanmış olması önemli bir adım olmakla beraber, sorunun çözümünden uzak ve yetersizdir. Hazırlanan ilke kararlarında yine iki başlı çevre yönetimi, su yönetimi sorunu ortaya çıkmıştır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı`nın bu ilke kararlarında yer almaması bunun göstergesidir.
Ülkemizde yaşanan kuraklık, ekolojik yıkımlara karşı HES projelerinin değerlendirilmesi ve ilke kararlarının güçlendirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı biran önce ilgili tüm paydaşları masa etrafına davet ederek gelen görüşleri, bilimsel raporları bu yasal metinlere aktarmalı ve uygulamalıdır.
Saygılarımla,
Baran BOZOĞLU
Çevre Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı