İZMİR’İN ÇERNOBİLİ HALKI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ!
İzmir Gaziemir’de bulunan Kurşun Fabrikası’nın temizlenmesi için başlatılan ve ‘İzmir’in Çernobil’i olarak anılan nükleer atıklara ilişkin TMMOB, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası tarafından Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kılıç katılımıyla 14 Ağustos 2024 tarihinde halkı bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Basın açıklaması aşağıda yer almaktadır. Bilgilerinize sunarız.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
BASINA VE KAMUOYUNA
GAZİEMİR’DENÜKLEER VE TEHLİKELİ ATIKLARA YÖNELİK 23 TEMMUZ 2024’DE BAŞLATILAN ÇALIŞMA HEMEN DURDURULMALI; BU ATIKLARIN BERTARAF SÜRECİ BİLİM VE TEKNİĞE UYGUN, BAĞIMSIZ UZMAN DENETİMİ ALTINDA, ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMELİDİR!
İzmir Gaziemir’de; dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen,Nükleer ve TehlikeliAtıklar ile ilgili,kamuoyunun ise ancak 2012 yılında bir gazete haberi ile bilgi sahibi olduğu ve “İzmir’in Çernobili” olarak anılan atık alanına ilişkinve mahalle sakinleri başta olmak üzere tüm İzmir halkının17 yıl boyunca Nükleer ve Tehlikeli Atıklarla yaşamaya devam etmek zorunda bırakıldığı süreç tarafımızcayakından takip edilmektedir.
Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden atıkların bulunduğu alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik çağrılarımız ve mücadelemiz paydaşlarımız ile birlikte 17 yıldır devam etmektedir.
Son olarak,23.07.2024 Salı günü itibarı ile alanda iş makinaları ile çalışmalara başlandığının görülmesi ve aynı gün basında alanda gömülü tehlikeli ve nükleer atıkların Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Denetleme Kurumu gözetiminde “konusunda uzman ekipler” tarafından bulunduğu yerden kaldırılacağına ve yapılacak çalışmaların finansmanının “araziyi satın alan firma” tarafından sağlanacağına ilişkin haberler yer alması üzerine nükleer atık alanında bir basın açıklaması gerçekleştirmiştik.
Bu basın açıklamasında; bir kez daha şeffaf ve denetlenebilir olmayan, yerel yönetimler ve uzman meslek odaları gibi paydaşlarla paylaşılmayan, 17 yıldır atıklarla iç içe yaşayan halk bilgilendirilmeden yürütülmek istenen “temizlik” sürecine ilişkin kaygılarımızı paylaşmış, yetkili ve görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Düzenleme Kurumu başta olmak üzere ilgili kurumlarayürütülen çalışmalar ile çevre ve halk sağlığı açısından alınması gereken önlemlere dair sorular yöneltmiş; alandaki atıkların çevre ve halk sağlığına yönelik daha fazla tehdit oluşturmaması için taleplerde bulunmuştuk.
Söz konusu basın açıklamasının ertesi günü büyükşehir belediyesinin organizasyonunda gerçekleştirilen bir toplantı ile, alanda çalışmaları gerçekleştirecek yüklenici firma tarafından bir bilgilendirme sunumu gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda, bazı sorularımıza çevre ve halk sağlığı kaygılarımızı doğrulayan yanıtlar aldık, bazılarına ise yine yanıt bulamadık. Toplantı sonucunda özetle;
- Çalışmayı gerçekleştirecek kuruluşun benzeri hiçbir iş deneyiminin bulunmadığını;
- Alanda çalışmaları denetleyecek uzman ve deneyimli bir denetçi firma bulunmadığını; alanda uluslararası akredite yerli bir özel kuruluş bulunmakla birlikte bu firmanın görevinin yalnızca saha radyoaktivite ölçümlerinin doğrulanmasından ibaret olduğu ve bu konuda bile deneyimi bulunmadığını, elemanlarının radyoaktivite ölçüm ve korunma sertifikalarının bile yüklenici gibi bu çalışmaya yönelik olarak yeni alındığını;
- Çalışmaların 10.08.2017 tarihli ÇED Olumlu Kararı verilen ve başka bir firma tarafından hazırlanan proje kapsamında yürütüleceğini, çalışma yönteminde değişiklikler olmakla birlikte yeni bir Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci yürütülmediğini;
- Alanda yalnızca (kapalı hacim oluşturmadan, açıkta) kazı, ayırma, depolama ve alandan taşıma gibi fiziksel işlemler yapılacağını; alandan uzaklaştırılacak atık miktarı ve niteliği ile ilgili yeni bir detaylı çalışma yapılmadığı ve tam olarak bilinmediğini;
- Radyoaktif nitelikli atıkların dahi,kurşun kaplama gibi ilave koruyucu önlem alınmayan standart konteynerler ile taşınmasının planlandığını;
- Tamamı açık alanda gerçekleştirilen çalışmalarda, radyoaktif materyal ve diğer tehlikeli maddelerin çevreye dağılmasına neden olacak tozlanma ve yayılım risklerine yönelik önlemlerin bulunmadığını;
- Alanda çalışmalar sırasında yalnızca yüzeysel radyasyon hızı izlemelerinin yapıldığını; açıkta yapılan gömülü atıkların çıkarılması çalışmaları sırasında,çevre ve halk sağlığı riskleri ve acil durumların tespitine yönelik olarak atmosferik izlemeler başta olmak üzere, başka herhangi bir kirletici izlemesi yapılmadığını;
- İçeriği tam olarak bilinmeyen atıkların toprak altından çıkarılarak havayla temas etmesi ve olası diğer nedenlerle karşılaşılabilecek durumlara ilişkin alanda yeterli önlem alınmadığını, olası acil durum planının “AFAD’a haber vermek”ten ibaret olduğunu;
- Yüklenici firma sahibinin, alanı kirleten firmanın ve dolayısıyla fabrika arazisinin çoğunluk hisselerini satın almış, dolayısıyla aynı zamanda çalışmaları finanse edeceği belirtilen “arazinin yeni sahibi” olduğunu;
- Miktarı ve niteliği tam olarak bilinmeyen gömülü nükleer ve tehlikeli atıkların çıkarılması sırasında, öngörülen tahmini bütçenin yeterli olmaması ve ilave bütçenin firma tarafından karşılamaması durumunda, çalışmalar yarıda kalarak çevre ve halk sağlığının mevcut durumdan çok daha büyük bir tehlike oluşturacaktır. Bu riske karşı, bir maddi teminat veya B planı bulunmadığını;
öğrenmiş bulunuyoruz.
“Sağlıklı Kentlerde Yaşama Hakkımızı” savunan uzman meslek odaları ve kent bileşenleri olarak Gaziemir sürecini dikkatle takip ettiğimizi vurgulayarak; yetkili kurum ve kuruluşları,şeffaf ve denetlenebilir bir süreç yürüterek çevre ve halksağlığını korumaya ve kamuoyunu sürekli bilgilendirmeye davet ediyoruz.
Yaklaşık iki hafta önce atık alanında gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasında da son çalışmalara yönelik dile getirdiğimiz;
- Çevresel iyileştirme planı, iş termin planı, analiz raporları ile birlikte konu ile ilgili tüm bilgi, belge ve raporların tamamının kamuoyuyla paylaşılması;
- Alandaki tüm çalışmaların, radyoaktif kirlilik yaşanan alanların temizlenmesi ve rehabilitasyonu konusunda uzman ve benzer iş deneyimine sahip uluslararası akredite kuruluşlar tarafından ve/veya denetiminde; ayrıca uzman meslek odaları ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile bağımsız uzman/akademisyenlerin katılımıyla kurulacak bir komisyonun gözetiminde gerçekleştirilmesi;
- Alandaki tüm kirleticilere (radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere) yönelik sürekli izleme yapılarak ölçüm sonuçlarının paylaşılması ve alana kameralar yerleştirilerek alandaki çalışmaların kamuoyu tarafından sürekli izlenebilir duruma getirilmesi;
- İlk 3 maddedeki koşullar sağlanıncaya kadar alandaki çalışmaların DERHAL durdurulması;
taleplerimizi ve çağrımızı yetkili ve görevli kurumlara buradan bir kez daha iletiyoruz.
Ayrıca, başlatılan çalışmaya yönelik bu ivedi taleplerimizin dışında;
Fabrikada daha önce çalışmış olan tüm vatandaşlarımız ile fabrika çevresinde yaşayan/yaşamış olan tüm vatandaşlarımızın detaylı sağlık taramaları gerçekleştirilmeli, yöre halkının dile getirdiği farklı kanser türleri ve doğumsal anomalilerdeki artışlar gibi nükleer ve tehlikeli atıkların halk sağlığı üzerindeki etkileri kapsamlı çalışmalarla belirlenmeli;
Yasadışı uluslararası nükleer atık ticaretinin sorumluları, bu atıkların ülkemize nasıl girdiği, söz konusu nükleer reaktör atıklarının gerçek sahipleriile benzer yollarla ülkemize başka ne kadar nükleer atık sokulduğu ve şu anda nere(ler)de bulunduğu tespit edilmeli, nükleer atıkların asıl sahipleri ile tüm sorumlular hakkında ulusal ve uluslararası alanda yasal yaptırımlar uygulanmasına yönelik çalışmalar ivedilikle yürütülmelidir.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU
İZMİR TABİP ODASI
İZMİR BAROSU