KANAL İSTANBUL BASIN AÇIKLAMASI
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından, Kanal İstanbul su yolu projesi ÇED raporuna ilişkin, 28 Kasım 2019 tarihinde Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi`nde basın toplantısı düzenlendi.
TMMOB İstanbul İl koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik`in açıklama metnini okuduğu basın toplantısında, Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve Prof. Dr. Haluk Eyidoğan projeye ve etkilerine dair gerçekleştirdiler.
YENİDEN UYARIYORUZ!
ÇOK GEÇ OLMADAN KANAL İSTANBUL PROJESİ`NDEN VAZGEÇİLMELİDİR!
Son günlerde, İstanbul, Trakya, Marmara ve Karadeniz için, coğrafi, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel, yani yaşamsal bir yıkım ve bir eko-kırım projesi olan Kanal İstanbul ile ilgili hazırlık süreçlerinin hızlandırıldığı görülmektedir.
Bu süreçte, önce 2018 yılında Çevresel Etki Değerlendirme Ön Başvuru Raporu hazırlanmış ve sunulmuştur. Şimdi ise, kapsamlı bir Çevresel Etki Değerlendirme Raporu hazırlandığını ve bu raporun 28.11.2019 tarihinde, yani bugün, İnceleme, Değerlendirme Komisyonu`na taşındığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu toplantı meslek odalarının ve TMMOB`un katılımı olmadan gerçekleştirilmektedir. Projenin sorumlularının, konunun tarafı olan meslek odalarını göz ardı eden bu tutumunu takdirlerinize sunuyoruz.
Geçtiğimiz günlerde edindiğimiz 1600 sayfalık ÇED Dosyası ve ekleri, çalışma grubumuzca incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Bugün İDK`da görüşülmekte olan ÇED Raporu`na dayanarak diyoruz ki;
• Bugün İstanbul, içme suyunun %70`ini başka illerden karşılamak zorunda bırakılmış bir şehir iken ve Cumhurbaşkanı Erdoğan daha yeni "İstanbul susuzluğa doğru yürüyor" demişken, mevcut su kaynaklarımızın yok edilmesi söz konusu bile olamaz.
• Kuzey ormanlarını, meraları, tarım alanlarını, tüm hassas ekosistemleri yok edecek bu proje savunulamaz.
• Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıran bu projeyi kabul etmiyoruz.
• Kentin tüm kuzey bölgesini ve hassas ekosistemlerini, kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarını "baskısı altına alacak bu projeyi kuvvetle reddediyoruz.
• Sosyolojik etkileri çok güçlü olacak, bölgede yerinden edilmelere yol açacak, halkın yaşam kalitesini ve ekonomisini derinden sarsacak, yaşam ve su hakkını elinden alacak bu projenin, Anayasa`nın 56. maddesine aykırı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
• İstanbul Boğazı`nda sağlanamayan geçiş güvenliğinin Kanal İstanbul`da sağlanmasının mümkün olmadığını iddia ediyoruz.
• İstanbul`un Kent Anayasası olan ve 2009 tarihinde onaylanan 1/100 000 İstanbul Çevre Düzeni Planı`nın genel planlama ilkelerine ve esaslarına aykırı olan, planlara sonradan işlenen ve plan ana kararlarıyla çelişen Kanal İstanbul Projesi, İstanbul`un üst ölçekli planında hukuken yer alması mümkün olmayan bir projedir ve bu özelliğiyle yok hükmündedir diyoruz.
1600 sayfalık ÇED Raporu okunup incelendiğinde, bunun çevresel etkileri değerlendiren bir rapor olmadığı, bir tür proje tanıtım raporu olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak;
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu olarak, denizlerimize, su havzalarımıza, tarım, mera, orman alanlarımıza, hassas koruma alanlarımıza, arkeolojik alanlarımıza, doğal ve kentsel sit alanlarımıza, su ve yaşam hakkımıza müdahale eden ve telafisi imkansız tahribatlar yaratması kaçınılmaz olan bu projeyi reddediyoruz ve tüm ilgili kurum ve kuruluşları sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu