Hükümet sulak alanlar yönetmeliğini sil baştan değiştirmiş.Ben bu yönetmelik değişikliklerini oldum olası anlayamam: bir vakit büyük emeklerle hazırlanan, çok iyi olduğu düşünülen, uzun yıllar uygulamada kalan yönetmelikler sonra birden sil baştan değiştiriliyor, neden diye hep düşünürüm. Aksayan nedir? İyiyken neden kötü olur bu uygulamalar? 

Modası mı geçer? Güne mi uymaz? 

Birilerinin işine mi gelmez? Nedir niyedir? 

"Aklımız ermez, büyüklerimiz iyi bilir" der, sonrasında kabulleniriz ister istemez. Ama bazı değişiklikler yapılır ki isyan etmemek, yok ya bu olmamalı dememek olmaz. Hayvan haklan ile ilgili çıkartılmak istenen yönetmeliklere isyan ettiğimiz gibi. 

Neyse efendim, şimdilerde yine bir yönetmelik değişikliği yapılmış, gazetelere aksetti. Sulak alanlarla ilgili bu değişiklik. 

Su kuşlarının kuluçka yaptığı, konakladığı veya kışladığı alanlar ile nadir ve nesli tehlikedeki kuş türlerinin üreme bölgelerine ilişkin dikkat çeken bir değişikliğe gidilmiş. Bu değişiklikle. nesli tehlikedeki kuş türleri için yaşamsal öneme sahip alanların özel mülkiyete konu olmasına kapı açılmış. . 

Cumhuriyet gazetesinde çıkan habere gore, Çevre Mühendisleri Odası başkanı Baran Bozoğlu, "ilgili yönetmelikle sulak alanların yok olacağını™‘‘ söylemiş. 

Bu alanlar "ulusal önemi olan sulak alanlar" ve "mahalli öneme haiz sulak alanlar" olarak ikiye ayrılacakmış. Oda başkanı, mahalli önemi haiz sulak alanların, uluslararası önemi haiz sulak alanlar kapsamına sokulmadığını belirterek, "bu alanların ulusalı, mahallisi olmaz, mahalli önemi haiz kapsamdaki yerlerin korumadan çıkarıldığına" dikkat çekmiş. 

"Bu tür alanlarda imar çalışmaları yapılabileceği, rantın, talanın hukuki zemininin tamamlandığını" bildirmiş. 

Bu şekilde. İstanbul‘a yapılması planlanan 3. havalimanı projesinin 2.5 milyon ağacın, 70 sulak alanın, 8 derenin yok edilmesine neden olacağına işaret ederek, bu alanların "mahalli önemi haiz" olarak tanımlanıp, "yapılaşmaya açılması kolaylaştırılmıştır" demiştir. Baran Bozoğlu, düzenlemenin iptali için dava açacaklarını da bildirmiştir. 

Bütün bu olanlardan, olacak olanlardan, yazışmalardan, itirazlardan, dayatmalardan, asırlardır aynı yollardan göç eden, üremek, yaşamak adına çabalayan, belki de nesilleri yok olmakta olan kuşların, canlıların elbette hiçbir haberleri yok, olamaz da. 

Ama insanoğlu bir kez yok etmeye odaklanmış. Karşılığında rant var çünkü. 3.havalimanı demek, birçok kişinin zaten var olan servetlerine servet katması demek. Kim takar su kuşlarını; yuvaları yok olacakmış, nesilleri tükenecekmiş!