KONUKSEVER MAHALLESİNE YAPILMASI PLANLANAN AVM HAKKINDA ROPÖRTAJIMIZ
Antalya Gazetesi Muhabiri Kubilay ELDEMİRCİ nin, Şube Başkanımız Lokman ATASOYla gerçekleşen AVM ler hakkındaki röportaj yayınlanmıştır.
Röportajda Oda olarak AVMler ve Konuksever Mahallesinde yapılması planlanan AVM ile ilgili açıklamalarımız:
Sayılarla AVM gerçeği
Ülkemiz 2014 yılında tamamlanacak Alışveriş Merkezi projeleriyle yaklaşık 400 AVMye ulaşacaktır. Sayı bakımından dünya sıralamasında 5. sırada yer almaktayız. Son 10 yıla göre 5 kat artış olmuştur. Sayının neredeyse yarısı İstanbul, Ankara ve İzmirdedir. Ayrıca son 7 yılda gereken beklentiyi karşılamaması nedeniyle kapatılan AVM sayısı 41dir. Bunların bir bölümü hastane veya dershaneye dönüştürülmüştür.
Durum böyleyken bu kadar AVM ye ihtiyacımız olup olmadığının gözden geçirilerek sorgulanması gerekmektedir.
AVMler halkın temel ihtiyacı mıdır?
Antalyada şu ana kadar 18 AVM şehir merkezinde yapılmış olup çoğunluğu da aynı bölgelerde yer almaktadır. Kentsel dokuyu bozan ve perakendeci küçük esnafın varlığını tehdit eden AVMlerin Batı ülkelerindeki gibi kent dışında yapılmasına yönelik yasal düzenleme 15 yıldır gündemde olmasına rağmen gerçekleştirilemedi.
Konuksever Mahallesindeki boş alan, Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından park alanını da kapsayacak şekilde ticari alan olarak AVM yapılmasına onay verilmesi kabul edilemez. Konunun Meclise tekrar geri gönderilmesi ve halkın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekmektedir. Oraya yapılacak en son yapı AVMdir çünkü o noktanın hemen 1 km yakınında Real AVM ve 1,5 km uzaklığında da Mark Antalya AVM yer almaktadır. Yapılacak 150000 m2 kapalı alan AVMnin halkın temel ihtiyacı değildir. Asıl ihtiyaç; yeşil alanlar, park yerleri, kent meydanları, kısacası şehrin betonlaşmasına karşın nefes alabileceği alanlardır.
AVMler ve ÇED
AVM ler; 3 Ekim 2013 tarihli ÇED yönetmeliğinde yapılan düzenleme ile EK-1 "Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler" listesinde yer alarak 48. Maddede, 50.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanına sahip olanların ÇEDe tabi olduğu belirtilmiştir. EK-2de "Seçme eleme kriterleri uygulanacak projeler listesi" nin 4. Maddesinde 10.000 - 50.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı olanlar yer almıştır.Durum böyle iken Konuksevere yapılacak olan AVMnin ÇED Raporu hazırlaması gerekmektedir.
Esasında kentin ilk AVMsinin 2000 yılında Konyaaltında yapılması planlandığında, Sit alanı olan Olbia Antik Kenti üzerinde olması, yeraltı su kaynakları üzerine yapılacak olması, halkın park alanı olarak belirlenen yer olması ve şehir merkezi olması nedeniyle birçok kesim karşı çıkmıştı. Ancak bu sınavı geçemedik, şayet başarılı olabilseydik devamı bu kadar çabuk ve kolay gelmezdi. Eğer o zaman ÇED zorunluluğu olsaydı az önceki nedenlerden dolayı oraya AVM yapılamazdı.
AVMlerin çevre baskısı
Bir AVM de araç yıkama istasyonları, yeme içme üniteleri, kuru temizleme, market ve birçok mağazadan oluşmakta. Tehlikeli atıklar, atıksular, organize ve ambalaj atıkları üretilmekte, ısıtma ve soğutma nedeniyle ciddi anlamda enerji tüketilmektedir.
Kentlerin en merkezi yerlerine yerleştirilerek, halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanları ve meydanları yok etmektedirler. Yapılacak AVM, çok katlı yapılaşmaya neden olacak, trafik yükünü artıracaktır. Devamında görüntü ve hava kirliliğine neden olacaktır.
AVMler; insanları tüketime yönlendirmekte ihtiyacımız olanından fazlasını almamıza teşvik edecek stratejiler geliştirmektedirler. Tüketici bir toplum haline dönüşmemizde AVMlerin rolü büyüktür.
Atık yönetiminde "4 R" dediğimiz 4 temel kaide vardır: "Reduce- Kaynakta azaltmak, Reuse-Tekrar Kullanım, Recycle - geri dönüşüm, Recover - geri kazanım". Dolayısıyla AVMler, bu 4 temel ilkenin en başında yer alan "azaltma" kaidesine tamamen zıttır. Üstelik ürünlerin su ve karbon ayak izini hesapladığımız, tüketimi en aza indirgemeyi düşündüğümüz günümüz dünyasında tüketim çılgını AVMlerin artışını desteklememiz mümkün değildir.
Sonuç olarak AVMlerin şehrin dışında, ÇED kapsamında, belirli sayılarda tutulması halinde olabileceğini, şehrin içinde AVMlerin çevre sorunları ile birlikte sosyal ve kültürel yönden olumsuz etkilere de yol açacağını ifade etmekteyiz.
Röportajda Oda olarak AVMler ve Konuksever Mahallesinde yapılması planlanan AVM ile ilgili açıklamalarımız:
Sayılarla AVM gerçeği
Ülkemiz 2014 yılında tamamlanacak Alışveriş Merkezi projeleriyle yaklaşık 400 AVMye ulaşacaktır. Sayı bakımından dünya sıralamasında 5. sırada yer almaktayız. Son 10 yıla göre 5 kat artış olmuştur. Sayının neredeyse yarısı İstanbul, Ankara ve İzmirdedir. Ayrıca son 7 yılda gereken beklentiyi karşılamaması nedeniyle kapatılan AVM sayısı 41dir. Bunların bir bölümü hastane veya dershaneye dönüştürülmüştür.
Durum böyleyken bu kadar AVM ye ihtiyacımız olup olmadığının gözden geçirilerek sorgulanması gerekmektedir.
AVMler halkın temel ihtiyacı mıdır?
Antalyada şu ana kadar 18 AVM şehir merkezinde yapılmış olup çoğunluğu da aynı bölgelerde yer almaktadır. Kentsel dokuyu bozan ve perakendeci küçük esnafın varlığını tehdit eden AVMlerin Batı ülkelerindeki gibi kent dışında yapılmasına yönelik yasal düzenleme 15 yıldır gündemde olmasına rağmen gerçekleştirilemedi.
Konuksever Mahallesindeki boş alan, Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından park alanını da kapsayacak şekilde ticari alan olarak AVM yapılmasına onay verilmesi kabul edilemez. Konunun Meclise tekrar geri gönderilmesi ve halkın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekmektedir. Oraya yapılacak en son yapı AVMdir çünkü o noktanın hemen 1 km yakınında Real AVM ve 1,5 km uzaklığında da Mark Antalya AVM yer almaktadır. Yapılacak 150000 m2 kapalı alan AVMnin halkın temel ihtiyacı değildir. Asıl ihtiyaç; yeşil alanlar, park yerleri, kent meydanları, kısacası şehrin betonlaşmasına karşın nefes alabileceği alanlardır.
AVMler ve ÇED
AVM ler; 3 Ekim 2013 tarihli ÇED yönetmeliğinde yapılan düzenleme ile EK-1 "Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler" listesinde yer alarak 48. Maddede, 50.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanına sahip olanların ÇEDe tabi olduğu belirtilmiştir. EK-2de "Seçme eleme kriterleri uygulanacak projeler listesi" nin 4. Maddesinde 10.000 - 50.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı olanlar yer almıştır.Durum böyle iken Konuksevere yapılacak olan AVMnin ÇED Raporu hazırlaması gerekmektedir.
Esasında kentin ilk AVMsinin 2000 yılında Konyaaltında yapılması planlandığında, Sit alanı olan Olbia Antik Kenti üzerinde olması, yeraltı su kaynakları üzerine yapılacak olması, halkın park alanı olarak belirlenen yer olması ve şehir merkezi olması nedeniyle birçok kesim karşı çıkmıştı. Ancak bu sınavı geçemedik, şayet başarılı olabilseydik devamı bu kadar çabuk ve kolay gelmezdi. Eğer o zaman ÇED zorunluluğu olsaydı az önceki nedenlerden dolayı oraya AVM yapılamazdı.
AVMlerin çevre baskısı
Bir AVM de araç yıkama istasyonları, yeme içme üniteleri, kuru temizleme, market ve birçok mağazadan oluşmakta. Tehlikeli atıklar, atıksular, organize ve ambalaj atıkları üretilmekte, ısıtma ve soğutma nedeniyle ciddi anlamda enerji tüketilmektedir.
Kentlerin en merkezi yerlerine yerleştirilerek, halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanları ve meydanları yok etmektedirler. Yapılacak AVM, çok katlı yapılaşmaya neden olacak, trafik yükünü artıracaktır. Devamında görüntü ve hava kirliliğine neden olacaktır.
AVMler; insanları tüketime yönlendirmekte ihtiyacımız olanından fazlasını almamıza teşvik edecek stratejiler geliştirmektedirler. Tüketici bir toplum haline dönüşmemizde AVMlerin rolü büyüktür.
Atık yönetiminde "4 R" dediğimiz 4 temel kaide vardır: "Reduce- Kaynakta azaltmak, Reuse-Tekrar Kullanım, Recycle - geri dönüşüm, Recover - geri kazanım". Dolayısıyla AVMler, bu 4 temel ilkenin en başında yer alan "azaltma" kaidesine tamamen zıttır. Üstelik ürünlerin su ve karbon ayak izini hesapladığımız, tüketimi en aza indirgemeyi düşündüğümüz günümüz dünyasında tüketim çılgını AVMlerin artışını desteklememiz mümkün değildir.
Sonuç olarak AVMlerin şehrin dışında, ÇED kapsamında, belirli sayılarda tutulması halinde olabileceğini, şehrin içinde AVMlerin çevre sorunları ile birlikte sosyal ve kültürel yönden olumsuz etkilere de yol açacağını ifade etmekteyiz.