MEYDANLAR İKTİDARIN, KARAKOLLAR İŞÇİLERİN
1 Mayıs; ülkemizde 2009 yılında mevcut siyasal iktidar tarafından çıkarılan yasa ile "Emek ve Dayanışma" günü olarak ilan edilmiştir. O tarihten bu güne Taksim Meydanının işçi ve emekçilere açıldığı yıllar olaysız, sorunsuz bir şekilde 1 Mayıs kutlamaları yapılmış,işçilerin birlik, dayanışma, mücadele günü temelinde toplumun tüm kesimleri taleplerini hep bir ağızdan haykırmıştır. Ne var ki son 2 yıldır mevcut iktidar keyfi yasaklamalarına bir yenisini daha eklemiş, temelsiz gerekçelerle Taksim, Kızılay ve ülkenin bir çok meydanını halka yasaklamıştır.
Ülkemiz işçi sınıfı için hem bir bayram hem de bir yas günü olan 1 Mayıs; dün pankartlar, sloganlar, halaylar yerine biber gazı, tazyikli su, plastik mermi ve gözaltı terörü eşliğinde kutlandı. 1977 yılının 1 Mayısında Taksim Meydanında yaşanan katliam, ülkemizde işçi sınıfının ve emekçilerin yıllardır yaşadığı baskıların alenen gözler önüne serildiği kanla sulanmış bir gün olarak tarihe geçmiştir. Kaybettiğimiz 36 işçiyi anmak ve emekçiler için özel bir anlam ifade eden Taksim Meydanında olmak ülkemiz emekçileri açısından 1 Mayısı anlamlı kılan en önemli değerlerden biridir. Fakat halkın örgütlü mücadelesine, en ufak demokratik gösteri ve eylemlere dahi tahammülü olmayan siyasal iktidar dün Taksim Meydanını ve Kızılay Meydanını halka ve emekçilere kapatmayı ve 1 Mayısı tüm bir halk için adeta bir işkenceye dönüştürmeyi sürdürdü.
Sadece sayılar baz alındığında dahi darbe dönemlerinin faşizan uygulamalarını aratmayacak sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Ülke genelinde yaşanan yüzlerce gözaltı, keyfi biçimde kullanılan biber gazı ve plastik mermiler, kolluk kuvvetleri tarafından uygulanan darp ve savaş meydanını aratmayacak kentler, 2014 1 Mayısında akıllardan silinmeyecek görüntüler olarak belleklere kazındı.
İşçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesinden, halkın kendi meydanlarında olmasından korkan ve tüm bir toplumu baskı ve zor araçlarıyla zapturapt altına almak isteyen mevcut iktidar vicdanlar nezdinde meşruluğunu yitirdiğini bir kez daha ispatlamıştır. Halkın haklı mücadelesinin baskı zor araçlarıyla sindirilemeyeceği gerçeği, tüm emekçilere bu işkenceyi reva görenler tarafından da er geç anlaşılacaktır.
TMMOB ANKARA İL KOORDİNASYON KURULU