TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
Müsilaj gerçekten yok mu oldu? Müsilaj neydi, nereye gitti?

 

Müsilaj vardır.

İlk andan itibaren kirliliği, müsilaj kavramına, müsilaj kavramını da sadece su yüzeyinde gözle görülür olguya bağlamaya çalışan bakanlık son açıklamasında yer alan "Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla denize girebilirler, güven içerisinde balık yiyebilirler" ifadesi anlaşılır gibi değildir. 

Evet müsilaj vardır ve müsilaj kirliliğin bir indikatörüdür.

Müsilaj, su yüzeyinde görülen o olgudan ibaret değildir.

Müsilaj, sorunun adı da değildir; müsilaj sorunların sonucudur. Sorunun kaynağı organik kirleticiler, nedeni ise siyasi iradenin ‘çevre politikalarını‘ ele alış biçimidir.

İlk günden itibaren izlediğimiz ‘kurtarma‘, ‘temizlik‘, ‘denetim‘ koşuşturmalarının çözüm amaçlı bilimsel bir karşılığı yoktur.

Yapılmak istenen asıl sorunu deniz yüzeyinde görülen olguya indirgemek, görsel rahatsızlığı hafifletmek ve tepkileri yatıştırmaktır.

Dahası, bir süre sonra kendiliğinden kaybolacak olan görüntünün kaybolmasını beklerken zamanı kullanmaktır.

O zaman da söylemiştik; "yüzeydeki olgu kendiliğinden kaybolduğunda buradan bir başarı öyküsü çıkarmaya çalışacaklardır". Öyle de oluyor.

Oysa o görüntünün kaybolması müsilaj yok oldu anlamına gelmez; hele ki, asıl sorunun kaynağı giderildi anlamına hiç gelmez.

Müsilajın kaynağı kirlilik çoğalarak, varlığını sürdürmektedir. Kirlilikte bir azalma yoktur. Kirlilik durumunda organik kirleticiler ile beraber patojen mikroorganizmalar, ağır metaller benzeri bir sürü unsur ortamda vardır.

Hal böyle iken  "Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla denize girebilirler, güven içerisinde balık yiyebilirler" diyebilmek anlaşılamaz olmaktan öte bir toplum suçudur.

Müsilajın kaynağı duruyorken, nedeni ortadan kalktı mı? Hayır. ‘Müsilaj‘ gündemi ile başlayan ‘denetim‘ telaşına bakınız. Bu telaş bile geçmiş suçları, göz yummaları kabullenmektir, itiraflarıdır. Bunun önüne geçilmesinin şartı denetim ise; neden bugün? Bu telaş içinde kapattıkları işletmelerin içerisinde çok değil 10-15 gün önce aynı bakanlığın denetiminden başarı ile geçmiş işletmelere ait tutanaklar var!

Bu siyasi irade karar ve uygulamalarında bilim, doğa, toplum yararına bakan bir akla değil; sermayenin aklına sahiptir.

Denetim mekanizması ile başlayan kamu gücü yerine sermayenin güdümünü koyma çabaları artık karar ve planlamalar mekanizmalara da taşınmıştır.

Bakınız, bu son ‘müsilaj‘ gündemi peşinden kurulan ‘bilim‘ kurullarına; sermaye çevreleri oradadırlar, yani kirletenler! Ama çözüm için bilim, doğa ve toplum yararına lafı olacak Çevre Mühendisleri Odası ve ilgili olabilecek diğer odalar yoktur. Bu düşündürücüdür.

Bu durumda siyasi irade tarafından gelen benzer açıklamalar gibi bu son açıklamayı da bilimsellikten uzak siyasi bir söylem olarak görüyoruz. Toplumun zararı dahi göze alınarak yapılmış siyasi bir söylem olduğu apaçık ortadadır.

 


 

14.07.2021 00:00
Okunma Sayısı: 952