ÖMERLİ BARAJI HAVZASI KORUNMALI, HAVZA ALANINA YAPILMAYA ÇALIŞILAN OSB PROJELERİNDEN VAZGEÇİLMELİDİR!
BASINA VE KAMUOYUNA
ÖMERLİ BARAJI HAVZASI KORUNMALI, HAVZA ALANINA YAPILMAYA ÇALIŞILAN OSB PROJELERİNDEN VAZGEÇİLMELİDİR!
İstanbul’un en önemli su varlıklarından olan ve koruma altında olması gereken Ömerli Barajı Havzası, son dönemde gündeme gelen projelerle birlikte gittikçe artan yapılaşma tehdidi ve kirlilik tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Doğal havza niteliğinden ötürü dereleri ve yeraltı akiferleri ile birlikte mutlak korunması gereken Ömerli Barajı Havzası mega projeler ve kentleşme baskısı ile büyük zarar görmektedir.
Ömerli Havzası İstanbul’un su temin sistemi açısından da kritik öneme sahiptir. Kendi havzasından toplanan suya ilave olarak, Melen ve Yeşilçay regülatörleri ile Darlık Barajı’ndan iletilen su da Ömerli Barajı üzerinden içme suyu arıtma tesislerine aktarılarak şehre verilmektedir. Halihazırda İstanbul’a verilen suyun yaklaşık yarısı, Ömerli Barajından sağlanmaktadır.
Bu koşullar altında gerek havzanın doğal niteliğini korumak gerekse de su temini bakımından kendi kendine yetemez hale gelmiş İstanbul’u ve İstanbul halkını daha fazla riske atmamak için Ömerli Barajı Havzası sınırları içinde yapılaşma kısıtlanmalı ve havzanın kirlilikten korunması için gereken tüm önlemler alınmalıdır.
İSKİ tarafından hazırlanan Ömerli Barajı Havzası Taslak Koruma Planı 26.04.2023 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından askıya çıkarılmış ancak üzerinden bir yıl üç aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen henüz onaylanmamıştır. Ömerli Barajı Taslak Havza Koruma Planı onay beklerken havza sınırları içinde yer alan çeşitli projelerle ilgili çalışmalar devam etmektedir.
Bunlardan biri, Tuzla İlçesi, Tepeören Mahallesinde kurulması planlanan ve Ömerli Barajı uzun mesafeli koruma alanında yer alan Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’dir. Biyoteknoloji Vadisi adı altında projelendirilmeye başlanan ve halihazırda tarım arazisi ve mera vasfında olan 262.5 hektarlık bu alan, 2009 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “Çevresel Sürdürülebilirlik Açısından Kritik Öneme Sahip Alan”, “Doğal ve Kırsal Karakteri Korunacak Alan” lejantında kalmaktadır. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporunda belirtildiği üzere, kurulması planlanan ihtisas organize sanayi bölgesinde 160 sanayi kuruluşu, 200 KOBİ, 250 start-up’ın yer alması ve 20.000 insanın çalışması öngörülmüştür. Belirtilen alanda, biyoteknolojik ilaç, aşı, biyomedikal tıbbi ürün, biyoteknolojik tarım ilaçları, nitelikli ve tıbbı bitki ve tohum, biyoteknolojik kanser ilacı, biyolojik ham madde, antibiyotik, fonksiyonel gıda katkı maddesi, DNA izolasyon kiti, moloküler genetik kit, kemik tozu ve kemik grefti, biyosensör ürünler, biyoaktif ortez protez, spinal implant, embriyo, antikor, pigment, insülin, hemofilin, terapötik protein, enzim, bakteri, hormon, plazminojen aktivatörü gibi ürünlerin üretilmesi ve otomasyon, metal son işlemler vb. akıllandırılmış sistemleri destekleyen üretimler planlanmaktadır.
Proje alanının İstanbul’un en önemli içme suyu kaynaklarından olan Ömerli Barajı Uzun Mesafeli Koruma Alanında kalmasına rağmen 20.01.2022 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca ÇED Olumlu kararı verilmiş, Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 28.12.2022 tarihinde onaylanarak ilan edilmiştir.
Bahse konu üretim prosesleri sonucunda atıksu, katı atık, tehlikeli ve özel atıklar ile baca gazı emisyonları ortaya çıkacaktır. ÇED Raporunda öngörülen atıksu arıtma tesisi ve atık yönetimine ilişkin önlemler alınsa dahi, bahse konu üretim süreçleri kompleks, ekosistem için kalıcı ve toksik kirleticileri üreteceği için ileri ve nitelikli arıtma prosesleri gerektirmektedir. Kaldı ki, yeterli arıtma işleminin yapıldığı varsayılsa bile gerek atıksu altyapısında oluşabilecek kaçak ve sızıntılar ile yağışla birlikte yüzey akışına geçebilecek baca gazı emisyonları gerekse de hammadde ve ürün depolaması ile yükleme-boşaltma, depolama esnasında oluşabilecek dökülme-saçılma durumunda kullanılan ve/veya üretilen kimyasalların, biyolojik hammadde ve ürünlerin Ömerli Barajına, yani İstanbul’un su sistemine ulaşarak geri dönüşsüz zararlara yol açabileceği açıktır, kompleks ve kalıcı biyokimyasalların yaratacağı geri alınamaz etkiler gözardı edilemez. Son yıllarda daha sık yaşadığımız ani ve şiddetli yağışlar veya olası bir deprem durumunda, OSB’lerde yaşanan kaçak deşarjların gerçekliğinde bu risklerin katlanacağı unutulmamalıdır.
Öte yandan, üretim, depolama, nakliye faaliyeti yapılmasa dahi, havza sınırları içinde bu yoğunluktaki bir yapılaşmanın havzanın su toplama kapasitesini azaltacağı, kısa sürede havzanın ekosistemine zarar vereceği ve bu zararın onarılamayacağı aşikardır.
Planlanan OSB projesinin hayata geçmesi halinde su ihtiyacının büyük kısmı yaklaşık 180 km. uzaklıktaki Melen Çayından sağlanan İstanbul’un kendi su varlıklarından biri daha yara alacak, bu proje emsal gösterilerek başka benzer projelerin ve geri dönüşsüz bir yıkımın önü açılacaktır.
İstanbul’un su varlıklarının yapılaşma ve kirlilik baskısından korunması için;
- Tüm havza koruma planları en kısa sürede tamamlanmalı, başta Ömerli Havzası olmak üzere hazırlanan planlar Tarım ve Orman Bakanlığında vakit geçirilmeden onaylanmalı, istisnasız olarak ve ivedilikle uygulamaya geçirilmelidir.
- Ömerli Havzası uzun mesafeli koruma alanı içinde, yapılaşma yoğunluğunu, trafiği ve kirlilik yükünü artıracak hiçbir faaliyete izin verilmemelidir. Havza mutlak olarak korunmalıdır.
- Çalışmaları devam eden Tuzla Biyoteknoloji İhtisas OSB ve benzeri projelere derhal son verilmelidir.
Bakanlıkların desteği ile planlanan Ömerli Havzasını OSB Vadisi yapma hayalinden vazgeçilmelidir. Ömerli Havzasını ekolojik kimliğinden koparacak, Havzayı yok etmeye yönelik yapılmaya çalışılan Biyoteknoloji İhtisas OSB Projesi ve planlamasına destek veren tüm kurumları, tüm yetkilileri uyarıyoruz. Bu suça ortak olmayın!
İstanbul’u ve yaşamın gerekliliği su varlıklarını tehdit eden her türlü projeye karşı doğadan, yaşamdan, İstanbul’dan yana mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyor ve duyuruyoruz. Tüm meslek odalarını, emek, ekoloji ve kent hakkı mücadelesi veren örgütleri, siyasi partileri bizimle birlikte tutum almaya ve mücadelemize destek vermeye davet ediyoruz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
16 Temmuz 2024
file:///C:/Users/idari/Downloads/Bas%C4%B1n%20Ac%CC%A7%C4%B1klamas%C4%B1%20-%20O%CC%88merli%20Havzas%C4%B1%20(1).pdf