23 Şubat 2014 tarihinde TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Kuzey Ormanları Savunması, ÇEKÜL ve Polonezköy Kültürünü Yaşatma Derneği ve Kent Hareketleri ile birlikte Polonezköy köy yerleşik alanına ve Polonezköy Milli Parkına inceleme amaçlı gezi düzenledik. Çalışmamız sırasında, köy yerleşik alanında itiraz metnimizde de geçen kaçak lüks yapıların, hazırlanan imar planında da üzeri çarpı ile işaretlenmiş ve hangi amaç için değerlendirileceği belli olmayan ve yörede yaşayanlarca bilgi sahibi olunmayan alanların var olduğunu gözlemledik. İmar planlarında bile açıklanamayan karanlık alanların hesap verilebilirlik , şeffaflık açısından akıllarda soru işareti yarattığını gözlemledik. Polonezköy köy yerleşik alanındaki seyrek yoğunluktaki nüfusun bile köyün ve civardaki yerleşim alanlarının sınırında bulunduğu Milli Park‘a ve koruma ormanlarına, trafik, yapılaşma ve tüketim kaynaklı kirliliği taşımış olduğunu gözlemledik. Koruma ormanlarının ve Milli Park‘ın yalnızca Polonezköy köy yerleşik alanının değil, sınırında ve içinde bulunan ve imara açılan sınır bölgelerinin kirlilik ve alan kullanımı baskısı altında olduğunu tespit ettik. Yöredeki canlılığın ve doğal hayatın kendini devam ettirdiğini, insan kaynaklı müdahaleler dışında olumsuz süreçlerin yaşanmadığını, ancak insan eli ile taşınan problemlerin doğal süreçleri kırılgan hale getirdiğini ve yöredeki doğal varlıkların sürdürülebilirliğinin korunmalarına bağlı olduğunu gözlemledik.

Polonezköy‘ün yeri itibari ile, İstanbul‘un tüm kuzey ormanlarının ekolojik sistemlerinin devamlılığı, Ömerli Su Havzası‘nın ekolojik koridorunun bozulmaması, birbiri ile bağlantılı olan tüm İstanbul‘un su havzalarının ekolojik koridorlarının devamlılığının bozulmaması açısından korunması gerekmektedir. Tüm bölge, yaşayan biyosistemler açısından bir bütündür, bu bütünlüğü kesintiye uğratacak her müdahale doğal varlıkların geri dönüştürülemez kaybı olarak geri dönecektir. Bu sebeple bu alanın daha fazla rant için yapılaşmaya açılmaması gerekmektedir.