SU HAKKININ KORUNMASI İÇİN DAYANIŞMA..
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
SU HAKKININ KORUNMASI İÇİN DAYANIŞMA
Birleşmiş Milletler yaşamın temel unsuru olan ve artan dünya nüfusu, sanayileşme, ormanızlaşma, yapılaşma ve küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle daha da kısıtlı hale gelen su kaynaklarının önemine dikkat çekmek için, 22 Mart`ı 1993 yılında Dünya Su Günü Olarak ilan etmiştir.
Her yıl farklı bir tema çerçevesinde etkinliklerin gerçekleştirildiği Dünya Su Günü`nde ülkemiz ve tüm dünyada 2010 yılında "Su ve Gıda Güvenliği", 2011 yılında "Şehirler İçin Su" temalarıyla paneller, konferanslar, sempozyumlar düzenlenmiştir.
Birleşmiş Milletler 2013 yılı Dünya Su Günü temasını Uluslararası Su Dayanışması olarak belirlenmiştir.
Günümüzde yaklaşık olarak dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan 1.5 milyar insanın sağlıklı suya ulaşamadığı bilinmektedir. Gelecek 50 yılda ise sağlıklı suya ulaşamayan nüfusun 3 milyarı aşacağı tahmin edilmektedir. Her yıl 250 milyon insan su kalitesinden kaynaklanan nedenlerle hastalanırken, çoğu çocuk olmak üzere 5 milyon kişi ölmektedir.
Dünyadaki su kaynakları sabitken, nüfus artışı, endüstrileşme ve yoğunlaşan tarımsal faaliyetler nedeniyle su tüketimi giderek artmaktadır. 20. yüzyılın başında 1.5 milyar olan dünya nüfusu günümüzde 6.5 milyarı aşmıştır. Su tüketimi 1950`lerden bu yana 3 kat artarak yılda 3973 km3` e ulaşmış olup, 2025 yılında 5235 km3`e ulaşması beklenmektedir.
Ülkemizde ise yıllık 35 km3 olan su tüketiminin %70`i tarımsal, %20`si kentsel ve %10`u ise endüstriyel alanda gerçekleşmektedir.
Dünyada ve ülkemizde giderek daha kıt bir kaynak olan suyun etkin ve adil bir kullanımı olduğunu söylemek ise mümkün değildir.
Bir yanda tarımda, salma sulama gibi 5000 yıl öncesine dayanan sulama teknikleriyle büyük ölçüde su israfı yaşanırken diğer yandan şehir içme suyu şebekelerinde önemli su kayıpları devam etmektedir.
Almanya`da % 5, Finlandiya`da %15, İtalya`da %30 mertebesinde olan içme suyu şebekesi kayıpları ülkemizde halen % 40`ın üzerinde mertebesindedir.
Ülkemizde sayıları 3 bini aşkın belediyeden ancak 415`inde kentsel atıksu arıtma tesisi olması nedeniyle arıtılmamış atıksular su kaynaklarını kirletmekte ve önemli bir sağlık riski yaratmaktadır.
Diğer yandan, gün geçtikçe daha kısıtlı bir kaynak haline gelen suyu ticari bir meta olarak gören anlayış, yurttaşlarımızın sağlıklı, güvenli ve yeterli suya ulaşım hakkı önünde en önemli engeli oluşturmaktadır.
Su Kanunu Tasarısı, Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarı`larıyla su varlığımızın ticarileştirilmesi ve doğa alanlarımızın ticari kullanımlara daha da açılmasının yöntemleri geliştirilmeye çalışılmaktadır.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, ülkemizin gelecek yıllarda giderek artacak su ihtiyacını karşılayabilmesi, tüm yurttaşların sağlıklı bir yaşam sürmesinin ön koşullarından birisi olan temiz ve yeterli suyu sağlayabilmesi, en önemli ekolojik zenginliklerimizden olan sulak alanların varlıklarını sürdürebilmesi ve tarımsal alanların ihtiyaç duyduğu suyun temin edilebilmesi için su varlığımızı ticari bir meta haline getirmeyi hedefleyen anlayışları reddeden, su kaynaklarının kamu yararına ve bilimsel ilkelere uygun yönetimini amaçlayan bir yaklaşımın yaşama geçirilmesini savunmaktadır
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, Su kaynaklarımız ve doğal varlıklarımızın geri dönüşsüz bir şekilde tahribine yol açacak bu girişimlerin önlenmesi için su hakkımızın yok edilmesine, doğamızın talan edilmesine karşı çıkan yurttaşlarımızı ve demokratik kitle örgütlerini dayanışmaya çağırıyoruz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi