TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
YEREL YÖNETİMLER VE ÇEVRE ÇALIŞTAYI 2014 SONUÇ BİLDİRGESİ

YEREL YÖNETİMLER VE ÇEVRE ÇALIŞTAYI 2014

20 MART 2014

SONUÇ BİLDİRGESİ

Yerel Yönetimler ve Çevre Çalıştayı İstanbul‘da daha iyi bir çevre hizmetinin sağlanması için öneriler geliştirmek ve bu hizmetlerin uygulanmasında yaşanan sıkıntılara çözüm önerebilmek hedefi ile 19 belediye olmak üzere toplam 46 kuruluşun katılımı ile gerçekleştirilmiştir.

Belediye hizmetlerinde çevre mühendisliği meslek alanında yürütülen faaliyetleri ele aldığımız ve teknolojik gelişmeler ile birlikte ortaya çıkan yeni yaklaşımları değerlendirdiğimiz çalıştay, mevcut faaliyetlerin iyileştirilmesi noktasında öneriler sunulmasının yanında, örnek uygulama deneyimlerinin paylaşılması ile de önemli katkılar sunmuştur. Çalıştay‘da belirtilen ve en kısa sürede iyileştirilmesi ihtiyacı tespit edilen konuların, önümüzdeki dönem çalışma programları içinde yer alması gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.

·         İstanbul‘da 39 ilçe belediyesinin çoğunda Çevre Koruma Müdürlüğü bulunmamaktadır ve mevcut müdürlüklerin bünyesinde çalışan çevre mühendisi sayısı oldukça yetersizdir. Belediye çevre hizmetlerinin sorunsuz olarak yerine getirilmesinin ön koşulu tüm belediyelerin bünyesinde Çevre Koruma Müdürlüğünün asli müdürlük olarak kurulması ve müdürlük bünyesinde yürütülen faaliyetlerden her biri için en az bir çevre mühendisinin istihdam edilmesinin sağlanmasıdır.

·         Sürdürülebilir bir kent yaşamı için öncelikle kentlerin tarihi dokusu ve doğal özellikleri gözetilerek planlanması gerekmektedir. Planlama esasları dikkate alınmadan ve halkın ihtiyaçları gözetilmeden yukarıdan alınan kararlar ile çarpık büyüme İstanbul‘un en önemli sorunudur. İstanbul‘un kent planının iklim değişikliği dikkate alınarak yapılması, tasarlanan yapıların sürdürülebilir olması, şehirleşmenin ekolojiye duyarlı olması, kent yaşamı içerisinde inşaat kirliliği ile mücadele ve yeşil mahalle, yeşil kent ve yaşam alanlarının korunması gerekmektedir.

·         İçme suyu dezenfeksiyonu işlemi sonucunda yan ürün olarak oluşan ve kanserojen etkiye sahip tehlikeli maddelerin içme suyunun güvenilirliğini tehdit ettiği dikkate alınmalı ve içme suyu elde ettiğimiz su varlıklarının organik madde kontaminasyonuna karşı korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu anlamda İstanbul‘da su havzaları koruma mesafeleri içinde her türlü insan faaliyetine engel olunmalı ve kaçak yapı ve tesislerin yıkılması sağlanmalıdır.  

·         İstanbul‘da 1990‘lı yıllarda yaşanan hava kirliliği sorunu, yakıt olarak doğalgaz kullanımının yaygınlaşması ile birlikte dikkat çekici bir oranda azalmıştır. Ancak kalitesiz kömür kullanımının yaygın olduğu ve araç trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde hava kalitesi standartları özellikle PM ve NO2 kriterleri açısından sağlanamamaktadır. Bu nedenle İstanbul‘da kalitesiz kömürün ısınma amaçlı kullanıldığı bölgelerde denetimler sıklaştırılmalı ve kalitesiz kömür kullanımı engellenmelidir. Kentin ulaşım planlamasında ulaşım faaliyetlerinin hava kalitesine etkisi de dikkate alınarak emisyon yaratmayan ulaşım araçlarının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Bununla birlikte kentin yeşil alan ve park mevcudiyetinin oldukça yetersiz olmasının hava kalitesi üzerinde olumsuz etki yarattığı da dikkate alınmalı ve kentin özellikle yoğun trafik ve dolayısı ile hava kirliliğine maruz kalan kesimlerinde trafik yoğunluğunu azaltmaya yönelik uygulamalar ile birlikte yeşil alanların yaratılması çalışmaları da yürütülmelidir.

·         İstanbul‘da atık yönetiminin sağlıklı bir şekilde yürütülememesi ve ambalaj atıklarının geri kazanım oranının oldukça düşük kalması çeşitli sebeplere sahip olmakla birlikte,  atık yönetimi mevzuatının sürekli değişikliğe uğraması sonucunda işleyişin oluşturulamamasından kaynaklanmaktadır. Ambalaj atıklarını piyasaya süren tüm üreticilerin zorunlu olarak ambalaj atığı toplama sistemine kayıtlı olması gerekirken, kayıt oranının düşük olması ve denetim eksikliği sebebi ile tüm üreticilerin kayıt altına alınmasının sağlanamaması acilen çözüm üretilmesi gereken başlıca sorun olarak tanımlanabilir. Atık toplama sisteminin işlevli olamaması ve işleyişteki eksiklikleri nedeniyle atık toplama işinin sağlıksız bir şekilde sokak toplayıcıları tarafından gerçekleştiriliyor olması da atık yönetimi konusunda sistemsizliğin yarattığı diğer bir sorun olarak çözüm beklemektedir.

·         Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği‘nin yayımlandığı tarihten bugüne revize edilmemiş olması, bugünün ihtiyacını karşılayamaması sorununu yaratmıştır. Bu nedenle mevcut işleyişin değerlendirilerek eksiklikleri tamamlayacak değişikliklerin yapılarak yönetmeliğin revizyonu çalışmasının tamamlanması önem teşkil etmektedir. Atık pillerin toplanmasında ve bertarafında iyi bir noktada olmamızın yanında pil geri dönüşüm tesisi ülkemizde bulunmadığı için toplanan pillerin geri kazanımı yapılamamaktadır.

·         Tehlikeli atıkların yönetimi ağırlıklı olarak sanayide üretilen atıklara yönelmiş olup, evlerimizde oluşan tehlikeli atıklar ile ilgili bir işleyiş tanımlanmış değildir. Ancak evde de evsel atık ile birlikte bertaraf edilmemesi gereken tehlikeli atıkların oluşabileceği dikkate alınarak, bu atıkların taşınması ve bertarafının hangi kurum sorumluluğunda gerçekleşeceğinin ve bu faaliyet için gerekli ödeneği sağlayacak kaynağın belirlenmesi ve uygulamaya alınması gerekmektedir.

·         İstanbul gibi plansız gelişmiş bir kentte çevresel gürültü, kentte yaşayan insanların fiziksel ya da psikolojik sağlık sorunları yaşamasına sebep olmaktadır. Karayolları, raylı sistemler ve hava yolları gürültüsü, şantiye gürültüleri, sanayi ile makine gürültüleri ve eğlence yerlerinden kaynaklanan gürültüler kentlerdeki çevresel gürültünün başlıca kaynaklarıdır. Gürültü sorunun çözümünde cezai işlem uygulaması soruna çözüm getirmemekte, sadece çözüm için kullanılabilecek bir araç olabilmektedir. Gürültü probleminin tespiti için öncelikle gürültü haritalarının oluşturulması ve kaç kişinin ne kadar gürültüye maruz kaldığının hesaplanması gerekmektedir. Gürültü haritalarının hazırlanması ile sorunlu bölgelerin tespiti ve çözüm için geliştirilecek eylem planlarının uygulanması noktasında yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir.

·         Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak çevre hizmetlerinin farklı boyutları ile değerlendirildiği ve yenilikçi uygulamalara ışık tutacak benzer etkinliklerde meslektaşlarımızı bir araya getirmenin önemi ve gerekliliğinin bilinciyle çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Kentimiz çevre sorunlarına ve mesleğimizde karşılaştığımız sıkıntılara çözüm üretme amacıyla düzenleyeceğimiz etkinliklerde buluşmak üzere...

 

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası             

İstanbul Şubesi  Kamu Çalışanları Komisyonu

  

  

                                                          

  

 

  

 

04.04.2014 00:00
Okunma Sayısı: 378